Şehir Eşkıyaları Hak Ettiği Cezayı Almalı
Çin’den yayılan koronavirüs belasıyla aylardır millet olarak savaş halindeyiz.
Bu savaşın en ön cephesinde sağlıkçılar bizler için destansı bir mücadele veriyor.
Sağlıkçılar ordusu, hastaları bu sinsi virüsün pençesinden kurtarmak için kimisi günlerdir evine gitmiyor, kimisi ailesine hasret, kimisi aylardır uykuya aç, kimisi insanları sağlığına kavuşturmak amacıyla koşuşturma içerisinde sırılsıklam kalıyor. Daha bu nice örnekleri saymak mümkün.
Bu süreçte onların verdiği emeklerin ve yaptığı fedakarlıkların hakkı ödenmez.
Sağlıkçılarımız koronayla savaş halinde iken kimi şehir eşkıyası da buna takoz oluyor, sağlıkçıların işini biraz daha zorluyor.
Ankara Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde hasta yakınlarının neden olduğu ve “yazıklar olsun” diyebileceğimiz görüntüleri izlemişsinizdir!
Silahlı kavgada yaralanan ve tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden kişinin yakınları, hastaneyi adeta savaş alanına çeviriyor. Ameliyathaneye girmeye çalışan şehir eşkıyalarını sağlık çalışanları barikat kurarak engelliyor.
Videoda bizim gördüğümüz bu kadar; ancak içeride daha ne kötü olaylar yaşandı bilmiyoruz.
O gözü dönmüş magandalara söyleyecek söz bulamıyorum. Şahıslar hakkında soruşturma başlatıldı. İnşallah en kısa sürede hak ettikleri cezayı alacaklarına inanıyorum.
***
ANKARALININ GÖNLÜNDE AKLANMIŞTI
Geride bıraktığımız seçim döneminde Mansur Yavaş’a çok ağır bir iftiralar atılmaya başlanmıştı ve karalama kampanyaları art arda geliyordu.
Halk nezdinde büyük ilgi gören, anketlerde oyu hızla yükselen Sayın Yavaş, birden bire bir iş insanı Necmettin Kesgin tarafından “Sahtecilik, şantaj, dolandırıcılıkla” suçlanmıştı.
Yavaş’ın avukatlık yaptığı döneme ilişkin bir olay gerçeğinden saptırılarak adeta seçim malzemesi yapılmıştı. O dönemde bazı medya kuruluşları da bu olayı köpürtüp köpürtüp Sayın Yavaş’ı hedef tahtasına oturtmuştu.
Suçlamaların gündem olmasına rağmen Ankaralı bu suçlamalara ilk baştan beri inanmamıştı. İnsanlar bu suçlamaların seçim kozu olarak yayıldığını düşünüyordu.
Ankara’da gazetecilik yapan biri olarak çok sayıda kişiden Mansur Yavaş’ın suçsuz olduğuna tüm kalbiyle inandığını işittim.
Seçim döneminde çıkan bu suçlamaların ardından Mansur Yavaş’a ilginin biraz daha arttığını, “Oy kullanmayacaktım; ama ne olursa olsun şimdi Mansur Yavaş’a oy vereceğim” diyenlerin de çoğaldığına şahit oldum.
Tüm yaşananlara rağmen Mansur Yavaş, girdiği seçimde büyük bir başarıya imza atarak Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı oldu.
Ankaralı verdiği destekle, Mansur Yavaş’ı gönlündeki mahkemede aklamış oldu.
Geçtiğimiz hafta ise Ankara 33’üncü Ağır Ceza Mahkemesi “Beraat” kararı verdi ve Sayın Yavaş aklandı.
İftira atan Necmettin Kesgin adlı şahıs ise şimdi 5 ayrı suçtan aranıyor.
Seçimlerin kaderiyle oynamaya çalışan şahsız toplam 11 yıl 4 ay kesinleşmiş hapis cezası bulunuyor.
Şimdi tek yapılacak şeyin, iftiraları köpürterek sayfalarına taşıyan bazı medya kuruluşlarının ve bazı kişilerin Sayın Yavaş’tan özür dilemesi ve ilgili yalan haberleri bir an önce sitelerinden kaldırmaları gerektiğine inanıyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.