Seçimin Kaybedeni Şimdiden Belli
Sadece Türkiye değil dünya, pazar günü yapılacak seçimlerin sonucunu heyecanla bekliyor. Dünya kamuoyu göz kulak seçimlerin sonucuna kilitlenmiş durumda. Her seçimin kazanan ve kaybeden tarafı vardır. Çünkü seçim demokrasi yolunda bir yarıştır ve rekabetin olması son derece normaldir. Seçim sonunda kazanan ve kaybedenler değerlendirilir ve ölçülür. Kazanan niçin kazandı, kaybeden neden kaybetti, tatışılır.
Otuz beş yılı aşkın süre kan akıtan, arkasından siyaset kürkü ile TBMM’ne sokulan ırkçı kürt partisi barajı aşar mı aşamaz mı tartışması tamamen bir dayatma ve gerçeği yansıtmamaktadır. Bilinen bir gerçeği tekrar etmekte bir mahzur yok. Irkçı kürt partisi barajı aşamayacak ve yüzde sekizler civarında TBMM dışında kalacaktır. Seçimin kesin sonuçlarından birisinin böyle olduğu biline.
Haziran 2015 seçim sonuçlarının kazananı değil, ama kaybedenini, tahmin etmek ve bilmek için anketçi veya kâhin olmağa veya fala bakmağa ihtiyaç duymayacak kadar açık seçik meydanda. Siyasi bir kimlikle değil, fitne fesat ve dalavere ile seçimlere katılan, açıkça tarafını, düşüncesini açıklayan bir kesim var. Tarih, bu kesimi 8 Haziran sabahı seçimleri kaybeden taraf olarak kaydedecektir.
Yakın geçmişte yapılan “Mahalli idare” ve “Cumhurbaşkanlığı seçimleri”nde de aynı yöntemle katılmış ve sonuç almak için tüm güçlerini kullanmışlardı. Sonuç ne oldu? Bu ülkenin insanları belediyeleri onların dediği ve yönlendirdiği gibi değil aklın, mantığın ve gerçeğin doğrultusunda oyunu kullandı, belediyeleri emin ellere tevdi etti. Cumhurbaşkanlığı seçiminde ise yüzde elli iki oyla ve tarihte bir ilk olarak kendi içinden bir cumhurbaşkanı seçti.
Ortaya çıkan sonuçtan ders aldılar mı?
Güney doğuda ırkçı, ulusalcı, bölücü ve ateist kürt partisine, Orta Anadolu ve Batı’da kurulduğu günden beri kâhir ekseriyetin nefretinin odağında bulunan ve asla halkın iradesi ile iktidar olamamış, kendilerinin de iktidar gibi bir niyetleri bulunmayan CHP’ye oy avcılığına çıkan malum kesim yine mahcup olacaktır.
Yenilen pehlivan güreşe doymaz. Utanacak yüzleri yok. Hala biraz gözyaşı biraz sümük karıştırarak hazırladıkları reçetelerle Okyanus ötesinden seçimi sabote ederek, kalkınan, ileri giden bir ülkeyi kaosa sürükleyerek yok etmek için planlar yapmaktadırlar. Kendilerini kandırıyorlar, halkı kandırdıklarını zannediyorlar, zavallılar.
Tüm utanmazlıkları ve yüzsüzlükleri ile cirayı rezalete devam ediyorlar. Azat kabul etmez kapı kulları, kiralık kalemleri ile İslâm’ın aziz değerlerini emellerine alet ederek mazlum postunda kurtluklarını sürdürmektedirler. Geç kalmış bir kararla el konulan banka kararından sonra verdiği beyanatta “İktidar partisine oy veren alnı secdeli seçmene…” diye söze başlıyor.
Aslında bunu şöyle seslendirmek daha doğru olur, “alnı secdeli müminler hala biraz gözyaşı ve biraz sümük ile pazarlanan cennet parsellerinin sahte olduğunu anlamadınız mı?
Seçimlerde sahte kimlikle rol alan o kesimin karanlık niyet ve emelleri tüm çıplaklığı ile bilinmektedir. ABD’nin kanatları altında MOSSAD ile iş tutarak fitne ateşine odun taşıyanlar kamunun meçhulü değil. Soru çalarak adliyeyi ve mülkiyeyi ele geçirmek için plan kurmak dürüstlük değildir.
Seçimlerden bekledikleri en büyük sonuç, iktidarı zaafa uğratmak ve etekleri arasına sığındıkları renksiz, tıynetsiz hainlerle sonuca gitmeyi gaye edinmiş durumdadırlar.
Onların anladıkları dilden onlara söylemek gerekiyor, tuttuğunuz yol yol değil. Yıkmak istediğiniz bu ülke tüm mazlumların ümit kaynağıdır. Bu ümit tüketildiğinde kendilerini yer yüzünde sahiplenecek bir kanat ve sığınacakları etek bulamayacaklar.
Seçimlerde muhtemel iktidar partisinin önünü kesmek için değil, bizzat Türkiye ve Türkiye’nin önünü kesmek ve istikbalini karartmak için çaba gösteren bu kesim şimdiden seçimin kaybedeni olmuştur.8 Haziran sabahı yüzlerini örtecek bir peçe bile bulamayacaklar. Çünkü milletimizin iradesi yalancı, müfteri ve sahtekâr yüzlerine demir bir yumruk olarak inecektir.
G Ü N Ü N H İ K M E T İ
“Tükürün milleti alçakça vuran darbelere!
Tükürün onlara alkış dağıtan kahbelere!
Tükürün Ehl-i Salîb'in o hayasız yüzüne!
Tükürün onların aslâ güvenilmez sözüne!
Medeniyet denilen maskara mahlûku görün:
Tükürün maskeli vicdânına asrın, tükürün!”
M. Akif
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.