Seçim Bitti Sorunlar Başladı
Seçimler, kamuoyunda hep sonuç olarak algılanır. Hâlbuki seçim, sonuç değil bir bakıma başlangıçtır. Pazar günü gerçekleşen ve ortaya çıkan seçimin sonucu Türkiye’yi ulusal ve uluslararası meselelerin kucağına itti. İstikrar dönemi kapandı.
Son on üç yıl tarihe hayali bile mümkün olmayan politikalar üretildi ve hayata geçirildi. Sayın Tayyip Erdoğan’ın karizmatik liderliğinde büyük mesafeler alındı. Sağlıkta, ekonomide, demokratik sistemde müthiş hamleler yapıldı. Yeni nesiller, gerçekleşen kalkınma hamlelerini eşyanın tabiatından zannetmektedirler. Çünkü on üç yıl önce ülkeyi yetmiş sente muhtaç edenlerle hiç tanışmadı.
Her başarının bir alkışlayanı birde kıskananı bulunur. AK Parti iktidarının kazanımlarının düşmanları alkışlayanlardan daha fazla. Kin ve husumet ekenler pazar günü hasılatını topladılar. Seçimin sonucu aynı zamanda felaketlerin habercisi. İngiliz Gazetesi seçim öncesi manşetten “Türkiye Müslümanlara bırakılamayacak kadar önemli” diye yazmadı mı?
On üç yılın iktidarlarının faaliyetleri yanında hataları olmamış mıdır? Olmuştur elbette. Sosyal bir gerçek; faaliyet olan yerde hata vardır. Faaliyet yoksa neden hata olsun.
TBMM’de yurt dışı ve emperyalist destekli bir inkâr tablosu oluşmuştur. On üç yıldan beri unutulmuş bulunan koalisyon kavramı yeniden siyasi literatüre girmiştir. Koalisyonun düşünülmesi, planlaması bile bizzat meseledir.
On üç yılda elde edilenler koalisyon eliyle harcanmasının adıdır. Bu tablonun ortaya çıkmasında açık ve gizli içte ve dışta işbirliği yapan şer güçleri etkili olmuştur.
Seçimlerden yenik ama başı dik çıkan AK Parti kadroları ortaya çıkan sonuç için ne düşünürler bilinmez ama uzun süre koalisyona talip olmadan kenarda seyretmelidirler. Çünkü koalisyonun sevdalıları amaçları ülkeyi yönetmek, faydalı olmak değil parsa kapmak niyetindedirler.
Bizim şer zannettiğimiz bazen hayırdır. Günü birlik düşünmek yerine uzun vadeli düşünme ve hareket vakti. Sonucun ortaya çıkmasında sorumlu ve suçlu aramak yerine yeni ufuklara yelken açmanın tam zamanı.
Bazı dramatik filmlerde suçlu kim diye sorulduğunda toplum hep birden cevap verir “Suçlu benim!” diye.
Hesaba çekilmeden önce kendimizi hesaba çekmesini bilmeliyiz. Bu sonuç üzerinde daha çok düşünülecek ve yazılacak. Günü birlik birkaç satır konuyu açıklamaya yetmemektedir.
G Ü N Ü N H İ K M E T İ
“Hak şerleri hayr eyler
Zannetme ki gayr eyler
Arif anı seyreyler
Mevla görelim neyler
Neylerse güzel eyler!”
Erzurumlu İ Hakkı
Tevfizname
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.