Bu hafta sizlerle paylaşmak istediğim konu her geçen gün biraz daha bu toplumdan soğumama neden oldu. Takvimde gösteren rakamlar her ocak ayında yenilenince sanıyorsunuz ki içinde yaşadığınız ortam teknolojik aletlerin geliştiği gibi gelişecek. Maalesef tam tersi bir görünüm tüm dünyayı ve içinde bizleri de esir almakta. Bundan sadece 200 – 300 yıl öncesinde savaşların bile en ahlaklısı yapılırken şimdilerde en basit kavramlar adeta laşgalaştı. 
Başlığı, biraz ürkütücü olsa da sizlerin dikkatini cezbedeceğini düşünerek yazdım. Ama emin olun benim kelimelerim değil bilakis hikayemizin başkahramanı bir hanımın ağızından çıkan nidalar.
Efendim, her zaman bahsetmişimdir medeni bir toplumda bireyler bir arada yaşamayı, haklara riayet etmeyi, farklı düşüncelere saygı göstermeyi bilmelidir. ( Irkçılık, din vb. konularda ) Lakin bunca senedir Ankara’da yani Türkiye Cumhuriyeti’nin başkentinde yaşıyor olmasına karşın bu çok basit toplumsal normları benimseyemeyen, benimsemek istemeyen güruhların var olması beni hem şaşırtıyor hem de üzüyor. 
Olaya gelecek olursak; geçenlerde akşam geç bir saatte evime gitmek üzere otobüs durağında beklemeye başladım, çok geçmeden bineceğim otobüs durağa yanaştı ve otobüs şoförü mevcut yolcuları indirmek, yenilerini almak için otobüsün ön ve orta kapısını açtı ben ve aynı otobüsü bekleyen yolcular otobüsün binilen kısmı olan ön kapısına yaklaştı ve otobüse binmeye başladık bu sırada bir bayan, inen yolcuların kullandığı orta kapıdan kendisini otobüsün içerisine atıverdi. Sırada onca kişinin hakkını hiçe sayarak ve zafer kazanan komutan edasıyla. Bu durumu gören otobüs şoförü de bayanı yaptığı yanlıştan geri çevirmek maksadıyla: “Hanımefendi lütfen bindiğiniz kapıdan inin ve ön kapıdan binin” diyerek uyardı. Bu uyarıyı da hiçe sayan hanım elindeki kartı ön kapıdan binen yolcuları da ite kaka okuma cihazına okuttu ve bu sırada yaptığı yanlışı yüksek sesle savunmaya başladı. Bu duruma haliyle kızan ve yine o hak yiyen, kural tanımaz hanımın hemcinsi hanımlar da tepki gösterdi. Ancak hanımın esas hedefi yaptığı yanlışı yüzüne vuran ve hak yememesi gerektiğini söyleyen otobüs şoförü olduğu için oturduğu yerden şoföre istinaden “Saygısız, terbiyesiz, ahlaksız” nidalarını sıralamaya başladı. Olayı gayet sakin bir tavırla karşılayan otobüs şoförü araç kullanıma yönelerek bu nidaların esas hak edeni bayana hiçbir yanlış harekette bulunmayarak işine yöneldi. Yine yolculardan bazıları o hanımın yaptığının yanlış olduğu uyarısında bulunmak için bir iki kelamda bulundu. Sonuç tabi ki otobüs şoförüyle aynı kaderi paylaşmak “Saygısız, terbiyesiz, ahlaksız” oldu.
Otobüsün içinde olanlar ve benimle beraber sonradan binen herkes o hanımın neden bu hareketi yaptığını anladık. ( Oturacak yer kapmak ) Lakin şöyle bir durum vardı ki o saatte birçok toplu taşıma vasıtası insan yoğunluğunun az olması hasebiyle boş oluyor. Yani o saat için oturma sıkıntısı yok. Onu da geçtim her ne kadar bozulmuş örf, adet, ananelerden bahsetmiş ve bahsediyor olsak dahi o yaştaki ( 55 – 60 ) bir hanıma bizim toplumuz halen yer verecek kadar düzgün.
O hanım açısından olay aslında bu şekilde değil de, şu şekilde cereyan edebilirdi. Yanlış bindiği kapıdan inip ön kapıya yeniden yönelip bir özür dileseydi. Emin olun otobüs şoförü dahil herkesin gözünde saygınlık sahibi bir hanım olarak yer alacaktı ve diğer yolcular da ona yer vermekte bir saniye bile tereddüt etmeyecekti. En başta da söylediğim üzere biz gibi büyükşehirlerde yaşayan insanlar yaşadığımız çevrenin normlarına, toplumsal haklara riayet etme bilincinde olamazsak zaten kalabalık olan şehirlerimiz, çekilmez olma durumuna da düşecek.
Her defasında ağzımızdan düşürmediğimiz ileri Batı medeniyetinin bence temel taşı kurallara herkesin eşit şekilde riayet etmesidir. Bu kuralları çiğnemeye en üstten en alta kadar kimse cesaret edemez, cesaret ettiği takdirde diğer bireyler tarafından ceza mercilerine yönlendirilir. Şimdi burada dikkat edilmesi gereken husus ise bizim kendimizi nerede gördüğümüz ve ne olmak istediğimizdir. Çünkü az önce bahsi geçen, sırf yaptığı haksızlığı yüzüne söyledi diye herkesi saygısız yapan hanımın yetiştireceği bir alt neslin o hanımdan daha kötü olacağını tahmin etmek için müneccim olmaya gerek olmadığını düşünüyorum.