Efendim malumunuz şanlı ordumuz Afrin’e bir operasyon başlattı. Daha doğrusu stratejik ortağımız, NATO müttefikimiz ABD’nin ülkemize yıllarca sorun oluşturan PKK’nın Suriye uzantısına yaptığı 3 bin Tır silah (Bize parayla bile satmak istemediği silahları) yardımının ardından bu operasyona ihtiyaç duyuldu.
Söz konusu Türkiye’nin vereceği destek olduğu zaman, kayıplar bizden olduğu zaman müttefik olan ülkeler ülkemizin kendi güvenliği tehdit olduğunda bir anda terör sevici oluveriyorlar. Ortada artık DEAŞ tehdidinin kalmamasına karşın altını çizerek söylüyorum stratejik ortağımız ABD, içinde ağır silahların, anti tank füzelerinin bulunduğu 3 bin TIR’dan fazla silahı bizim bütün karşı çıkmalarımıza aldırış etmeden bizim terörist olarak gördüğümüz gruplara teslim etmesi artık bu iş birliğinin sorgulanması gerekliliğini akıllara getiriyor.
Ülkemiz sınırları içerisine atılan bombalar ve TIR dolusu silahların Türkiye’ye karşı kullanılması için teröristlere verildiği artık su götürmez bir gerçektir. Lakin ayıbı her ortaya çıktığında klişe bir tavır sergileyen saygın! demokrasi aşığı ABD, bu silahlar konu olduğunda da benzer, yılışık, lakayt, kendini beğenmiş bir söylemle silahların ortada olmayan DEAŞ’ a karşı mücadele için verildiğini ağızlarına pelesenk etmiş durumdalar.
Bütün bunlara rağmen ABD müstakil, kendi çıkarlarını gözeten bir ülke. Bizim ile stratejik ortak diye bizden habersiz iş çevirmeyecek diye bir kaide yok. Neticede bu da öngörülen ve her zaman akılda olan bir gerçektir. Ülkeler çıkarları doğrultusunda beraber hareket eder ve çıkarları ters düştüğünde bütün ortaklıklar bir anda yok oluverir. Ancak burada can sıkıcı olan husus şudur, ülkemiz içindeki çatlak sesler. 
Ülkemizin 15 Temmuz’da FETÖ’nün alçak darbe girişiminden sonra ortaya koyduğu en önemli operasyona birileri karşı çıkıyor. Bu nasıl bir kafanın ürünü? Hem de kenetlenip birbirimize daha çok sahip çıkmamız gereken bir zamanda birileri Savaşa Hayır sloganları atıyor. Ne demek savaş hayır? Ne yapalım müttefiklerimizin birinin silah verdiği, birinin koltuk çıktığı teröristlerin üstümüze bomba yağdırmasını mı bekleyelim ya da daha kötü bir senaryoyla ülkemize topyekûn saldırmasını mı bekleyelim? Nedendir bilinmez bizim hümanist arkadaşlarımız hep Türkiye kendini savunduğu zaman ortaya çıkıyorlar. Bütün Ortadoğu yanıyor, Arakan’da katliamların devam ediyor, Filistin’in durumu malum, Afrika’da, Afganistan’da yıllardır süren katliamlara gelince herkes sus pus! Tabi susarsınız çünkü hamileriniz sizlere bunun için sahip çıkıyor. Onun yaptıklarını görecek, ona karşı duracak değilsiniz ya. 
Bunları farazi olsun diye söylemiyorum. Toplumun bu kadar hassas olduğu konularda bu denli şuursuz açıklamalar can sıkıyor. Demokrasi nağraları atan ülkelere yani bizdeki hümanistlerin koruyucularına kendilerinden binlerce kilometre uzakta ne arıyorsun diye sorulduğunda demokrasi götürdüklerini, terörle mücadele ettiklerini iddia edip çoluk çocuk gözetmeden katliam yapıyorlar. Fakat bizdeki hümanistler savaşa hayırcılardan yine ses gelmiyor.
Operasyonun başlamasından daha 48 saat sonrasında o terörist sevici demokratik ülkelerin nadide kentlerinde (Almanya) camilerimize teröristler tarafından alçakça saldırı gerçekleştiriliyor, oradan biraz güneye indiğinizde (Avusturya) konsolosluğumuzun camları kırılıyor, tahrip ediliyor. Bunlar yeter mi yetmez yine aynı gün yine Almanya’da havalimanında uçaktan inen Türk yolculara, havalimanında pusuya yatan teröristler Alman polisinin gözünün önünde saldırıya maruz kalıyor. 
Tabi bu duruma şaşırdık mı hayır. Ülkemizdeki ve ülke dışındaki tüm teröristler, terör seviciler ve çakma hümanistler arkalarına Almanya’dan, Fransa’dan oradan buradan gelen benzeri ‘Kaygılıyız’ ‘Operasyon sınırlı tutulsun’ ‘Aman sivillere bir şey olmasın’ (sanki orda sivillere silah doğrultacak Türk askeri varmış gibi) ‘Operasyonun süresi kısa tutulsun’ açıklamalarından aldıkları desteklerden yüz bularak bu eylemleri yapıyorlar, söylüyorlar maalesef biz millet olarak hepsinin farkındayız.
Bu operasyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının huzurlu bir şekilde evlerinde oturabilmeleri için hayati önem arz ediyor. Burada yapılması gereken millet olarak kenetlenip ordumuzun en az kayıpla bu teröristleri oradan temizlemesi için dua etmektir.