Referanduma Beş Kala Ve İdlib
"CAN YAKAN, CANI YANACAĞI GÜNÜ BEKLESİN" (Hadis)
Duamız temennimiz o dur ki, mazlumun gözünden akan iki damla göz yaşının hesabı sorulsun. Sorulacağından da zerre kadar kuşkumuz yok. Mutlaka hesabı sorulacak. Emperyalizmin uşakları!!! Suriye'deki kadınların ve çocukların çığlıkları, kulaklarınızı sağır etmekle kalmayacak, Allahın laneti ile lanetleneceksiniz.
Orta Doğu... Müslüman coğrafyası. Mazlumların kan ve göz yaşlarının aktığı yer. Emperyal devletlerin oyun üzerine oyun, tezgah üzerine tezgah kurdukları yer. En son tezgahları ise İDLİB...
Suriye'nin önemli yerleşim yerlerinden biri olan İdlib'e kimyasal silahlarla saldırıldı. Yüzlerce insan ( başta çocuklar olmak üzere ) katledildi. Tepkiler çığ gibi büyüdü. Akabinde ABD, Suriye'nin önemli hava üslerinden biri olan Şaykat'ı füzelerle vurdu. Gerçek anlamda yüreği yananlar oturup söylenenleri dinlediler. Olanları, Oyun içinde oyun, tezgah içinde tezgah olduğunu acı birer tebessümle ibretle seyrettiler. Elli dokuz füzeyle vurulduğu söylenen hava üssünde bir kaç gün sonra uçaklar inip kalkmaya başladı. Diğer taraftan, Rusya ve avenesinin kuru tehditlerini izledik.
Öncelikle Esed ve rejimini Allahın laneti ile lanetliyorum. Akıttıkları kanda, mazlumların gözyaşlarında boğulacaklardır.
İdlibe yapılan kimyasal saldırıda olayların arka planına baktığımızda mide bulandıracak birçok tezgahı görmemiz mümkün.
- ABD, Rusya'nın mutlak korumasında olan Suriye'nin hava üssüne saldırıyor ! Normalde Rusya bu saldırıyı engelleyebilecek hava savunma sistemine sahipken neden engellemedi!? Şayet onay vermişse sonra neden ABD yi tehdit etti?
-ABD nin, Rusya'nın haberi olmadan böyle bir saldırı gerçekleştirmesi mümkün mü? Neden haberi yokmuş gibi davrandı!?
-ABD nin attığını iddia ettiği 59 Tomahawk füzelerinin normalde o hava üssünü yerle bir ettiği gibi, taş üstün taş kalmaması lazımdı. Ama ne hikmettir ki, saldırıdan kısa bir süre sonra üs kullanılmaya başlandı!!!
Bu soruları çoğaltabiliriz. Bizim şahsi kanaatimiz, ABD Başkanı Trump'ın iç politikada nefes alabilmesi, ABD halkı tarafından kaybedilen itibarının güçlenmesi, kendi başlarına hareket eden, CIA, FBI ve Pentagonun derlenip toparlanması, ABD nin Orta doğuda başarısız politikalarının başarılı gösterilebilmesi ve yerinin sağlamlaştırması için bu saldırı , ABD adına vekalet savaşları veren terör örgütleri tarafından yapıldığını düşünmekteyiz. ABD, hava üssü saldırısından hemen sonra bütün ülkeleri kendilerine katılmaya davet etmiştir. Rusya da buna göz yummuştur. ( Bu durum asla Esed ve rejimini masum göstermez. İdlib, sonraki günlerde Esed rejimi tarafından bombalanmaya devam edilmiştir.)
Bu olay bize, dünyanın birçok yerinde hakimiyet alanı oluşturmak için sık sık bu tip komplolar kurulduğunun da bir göstergesidir. Bunu zaman zaman Rusya yapmakta, ABD çanak tutmakta, ABD de yapmakta Rusya çanak tutmakta. Yani deyim yerinde ise, "İyi polis, kötü polis" misali.
Şu soruyu bir kez daha kendimize soralım. GERÇEKTE DÜNYAYI KİMLER NASIL YÖNETİYOR? HAKİMİYET ALANLARINI PEKİŞTİRMEK İÇİN HANGİ YÖNTEMLERİ KULLANIYORLAR?
(Bu sorunun cevabı İç Anadolu Birliği tarafından 23 Nisan Cumartesi günü düzenlenecek bir konferansla verilecektir.)
Ülkemizdeki, gezi olaylarını, 15 Temmuz'u, yaratılan ekonomik saldırıları, bu anlamda değerlendirmemiz lazım. Türkiye'nin kolay bir lokma olduğunu sananların hevesleri kursaklarında kaldı. Bundan dolayıdır ki, 16 Nisan son derece önemlidir.
Bütün emperyal devletler, vekalet savaşları veren terör örgütleri, (Fetö, PKK, Deaş, PYD, YPG, DHKP-C vs.) bunların siyasi kolları kora halinde "HAYIR" kampanyası yürütmeleri, daha da ileri giderek Cumhurbaşkanının kafasına silah dayanmış şekilde resimler çizerek tehdit etmeleri ile gerçek niyetlerini açık bir şekilde ortaya koymuşlardır. Mevcut Parlamenter Sistem dibe vurmuştur. Çökmüştür. Öyle ki, bir siyasi partinin vekilleri, halkı fütursuzca tehdit etmekten çekinmemişlerdir. Açık bir şekilde emperyal devletlerin sözlüğünü yapmışlardır. Elbette değişik siyasi partilere mensup, samimi ve masumane bir şekilde, "Hayır" diyen vatandaşlarımızı tenzih ediyoruz.
Halk olarak hepimiz vereceğimiz kararın ne anlama geldiğini, kimlere hizmet ettiğini bilmek zorundayız. Bundan dolayıdır ki halk tercihinde özgür bırakılmalı, baskı altına alınmamalıdır.
Referandum için son beş güne girdiğimiz şu günlerde, istisnasız her birimiz, provokatörlere dikkat etmeliyiz. Oyunlarına gelmemeliyiz. Kardeşliğimizi, birlik ve beraberliğimizi, dirliğimizi bozacak veya buna yeltenecek hiç kimseye taviz vermemeli, müsamaha göstermemeliyiz. Kararımız ne olursa olsun, kırmadan dökmeden ifade edebilmeliyiz. Ötekileştirmeye, ayrımcılığa prim vermemeliyiz. Tahriklere asla kapılmamalıyız.
Düşmana inat, halkımızın büyük bir kısmını yok farz eden, kendilerine vekil denilen siyasilere en anlamlı dersi verircesine, cepheleşmek yerine kucaklaşmayı, ayrımcılık yerine birleşmeyi, düşmanlık yerine dostluğu pekiştirmeliyiz.
16 Nisan da sonuç ne olursa olsun, "Evet" de çıksa, "Hayır" da çıksa sımsıkı kenetlenelim. 15 Temmuz daki gibi, Yeni Kapı daki gibi, Ülkemize sahip çıkalım. Emperyal devletlere, ne yaparsanız yapın bizi bölemeyeceksiniz, parçalayamayacaksınız yok edemeyeceksiniz mesajını verelim.
DÜŞMANI, BİRBİRİMİZE GÖSTERECEĞİMİZ , SEVGİ, GÜLER YÜZ VE HOŞ GÖRÜ SİLAHI İLE VURALM. YANİ DÜNYANIN EN GÜÇLÜ SİLAHI İLE.
16 NİSANDA ÇIKACAK SONUCUN, ÜLKEMİZE, MİLLETİMİZE VE İNSANLIĞA HAYIRLARA VESİLE OLMASINI YÜCE ALLAH'DAN NİYAZ EDİYORİUM.
İsmet TAŞ
İç Anadolu Birliği Genel Başkanı
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.