Memleketimizin her bir noktası ayrı bir güzel.

Ülke olarak sahip olduğumuz tarihi, doğal ve kültürel güzelliklerimizi gördükçe bu coğrafyaya bir kez daha aşık oluyorsunuz.

Aynı ayda 4 mevsimi yaşayabileceğiniz hem kayak yaparken hem de denize girebileceğiniz başka bir ülke bulmak oldukça zor.

Onun için bu güzellikleri görebilmek, Allah'ın bize bahşettiği cennet gibi eşsiz coğrafyanın varlığını keşfetmek için gezmek gerekiyor.

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın destekleriyle Kültür Sanat Muhabirleri Derneği tarafından düzenlenen Medya, Kültür, Sanat ve Turizm Buluşmaları kapsamında bir grup gazeteci meslektaşlarımız ile Türkiye'nin önemli turizm noktaların biri olan Nevşehir Kapadokya bölgesine gittik. 

60 milyon yıl önce Erciyes, Hasandağı ve Göllüdağ'ın püskürttüğü lav ve küllerin oluşturduğu yumuşak tabakaların milyonlarca yıl boyunca yağmur ve rüzgâr tarafından aşındırılmasıyla ortaya çıkan bölgeyi gezdik. 

Gezimiz esnasında çok sayıda farklı milletten Kapadokya’ya gezmek için gelen yabancı turistlerle hasbihal ettik. Bu arada Kapadokya bölgesine 215 farklı ülkeden yabancı turist geldiğini söylemeden geçemeyeceğim. 

Doğa ve tarihin dünyada en güzel bütünleştiği noktalardan biri olan Kapadokya’nın farklı güzelliklerine tanıklık ettik. 

Coğrafik olaylar Peribacaları'nı oluşturmasının ardından tarihi süreçte, insanların işlediği peribacalarına adım atma fırsatı bulduk. Peribacaları’ndaki o sanatsal dokunuş karşısında gözlerimizi alamadık. 

Tarihte insanların kayaları titizlikle işleyerek yüzyıllar önce kendileri için oluşturduğu ve içini özenle işlediği yaşam alanlarını gezerken farklı duygular yaşadık.  

Yer altı şehirlerinin o labirenti andıran katlı yapısında gezinirken oradaki yaşanmışlığı ve emeği damarımıza kadar hissettik. 

“Güzel Atlar Ülkesi”nin meşhur atlarını sevme imkanı bulduk. Dünyanın en güzel ve en heybetli atlarının Kapadokya'da olduğunu öğrendik. 

Killi kırmızı toprağın çanak ve çömlek ustaları ile üstatlarının elinde nasıl sekil bulduğunu yerinde gördük. Seramik malzemelerdeki sanatsal incelik ve zarafet karşısında deyim yerindeyse ağzımız açık kaldı.

O kadar şanslıydık ki geleceğimiz gün yağan karla Kapadokya’nın beyaza büründüğünü ve kartpostallık halini de görebildik.  İnanın Peribacaları’nın beyaz rahmetle buluşmasını izlemek insana ayrı bir keyif veriyor. 

Hava şartlarından dolayı Kapadokya’yı havadan izleyebilmenin mümkün olduğu balonlara binemedik; ama Kapadokya’nın balonlu güzel görüntülerini izleyerek yetindik. 

Gecelerinin insana daha ayrı bir keyif verdiğine şahitlik ettik. 

Kapadokya’da 2 gün boyunca gezmemize rağmen göremeden gittiğimiz pek çok yer oldu.

Kapadokya'ya geçmişte 2 kez gitmeme rağmen ben bile yeni yeni şeyler keşfettim, farklı şeyler gördüm. 

Ülkemizin güzelliğinin farkına varmak için fırsat buldukça gezmekte fayda var. Gezdikçe ülkeye olan hayranlığın şahsen daha da artacağına inanıyorum.

Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Özgül Özkan Yavuz’a bu anlamlı projede destek olduğu için çok teşekkür ediyorum. 

Geziler sonunda yazdığımız dikkat çekici yazılarla birlikte insanların tarihi ve turistik merkezlerimizi keşfe çıkacağına inanıyorum. 

Sosyal medya hesaplarımızda paylaştığımız fotoğrafların ardından bile pek çok kişinin Kapadokya gezi planı yaptığını işittim.  Ne mutlu. 

Haftaya ise Ahiliğin başkenti Kırşehir hakkındaki gezi notlarımı paylaşacağım.