Öncelikle siz değerli okurlarımın, sevdiklerinizin, Aziz Türk Milletinin, İslam Aleminin, geçmiş Mübarek Kurban Bayramı’nı, en içten kalbi muhabbetlerimle kutlar; Milletimize, İslam Alemine, Esir Türk İllerine ve Mazlum Milletlere kurtuluş vesilesi olmasını Yüce Allah’tan niyaz ediyorum. 

Ülkemize yapılan ekonomik saldırının bertaraf edilmesine, birlik ve beraberliğimizin daim olmasına, kenetlenerek kardeşlik ve dostluğumuzun büyüyerek güçlenmesine, top yekûn olarak bu saldırıyı atlatmamıza vesile olmasını Cenab-ı Allah’tan temenni ediyorum.

Şer olan bu saldırının, hayırlara vesile olacağına inanıyorum. 15 Temmuz ruhu tekrar canlandı. Birbirlerini hiç tanımayan insanlar bir araya gelerek, bu saldırıyı üç günde geri püskürttüler. Bir oldular, tek vücut oldular ve bütün cihana haykırdılar;

“Türk Milletinin Her Evladı Kefenlerini Giydi. Vatanı, Milleti, Bayrağı, Devleti ve İnandığı Değerlere Sahip Çıktı. Bunun İçin Ölmeye Hazır. Sizde Ölmeye Hazır mısınız?” dedi. 

Bu ruhun, bu heyecanın, bu kararlılığın karşısında hangi güç durabilir. 

İşte tam da bu anlamda, “PAROLA”, “869” Sloganı yeri göğü inletti.

Bildiğiniz gibi, “Ürünlerin üzerindeki değişik kalınlıktaki dik çizgi ve boşluklardan oluşan simgeye BARKOT" denilmektedir.  Bu barkot üzerinde yaklaşık 15 rakamdan oluşan sayılar vardır.  Bu rakamlar o ürünün menşei, hangi ülkenin malı olduğu konusunda bilgi verir.

“869” rakamı ile başlayan barkotlu ürün, bizim yerli ve milli ürünümüzün simgesidir.

Elbette bunun hilesine başvurarak, vatandaşımızı kandırmaya yönelik işler yapan vatan hainleri yok mu? Var tabi ki. Bir başka yazıda bunları da açıklayacağız.
(Devletin ilgili makamlarının bu konuda son derece hassas bir şekilde çalıştığı da bilinmektedir.)

Bunun için hiçbir kuşkuya düşmeden, 869 rakamla başlayan barkotlu ürünleri aramamız, bulmamız ve almamız, ülkemizin, milletimizin menfaatine olduğu unutulmamalıdır. Bu durumda aldığımız her ürün düşmana atılan bir kurşun olduğu bilincinde olmamız gerektiğine inanıyorum.

Bu bilinç, evde ailede başlamalı, eğitim ile devam etmeli ve hayata uygulanmalı. Bunun içinde her yıl 12-18 Aralık’ta, “Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası” olarak kutlanmaktadır.  Hepinizin hatırlayacağı gibi, eskiden okullarda kutladığımız, “Yerli Mali Haftası” veya “Yerli Malı Her Türk Onu Kullanmalı” sloganları vardı.   Bunu dün hayata yeteri kadar geçiremedik belki ama bugün bunu en iyi şekilde uygulamamız gerektiği, Milli Ekonomimizin gelişimi açısından artık bir mecburiyet. Çünkü savaşlar artık cephede değil, cephe gerisinde, özellikle de ekonomik alanda yapılmaktadır.  Her türlü hileye, yalana, sahtekarlığa başvurarak. 

Kim ne yaparsa yapsın, hangi yola başvurursa vursun, biz asla yerli üretimi kullanmaktan vazgeçmeyeceğiz. 
Kim ne yaparsa yapsın, ülke ekonomisini çökertmek için hangi yola başvururlarsa vursunlar, savunma sanayimizi güçlendirmek için, “Üretimin Gücü”nü elimizde bulundurmamız olmazsa olmazımızdır. Bunun içinde, “869” rakamlı barkotlu ürünleri kullanmamız son derece hayati önem taşımaktadır. 

Yabancı ürünlerin marketlerimizi istila ettiği günümüzde, montaj sanayiden kurtulmak için çırpındığımız şu günlerde, milli ekonomiye destek, her zamankinden çok daha önemli, çok daha fazla hayati. Her Türk Vatandaşı bu ekonomik savaşta yerini mutlaka almalı.

Devlet birçok konuda aldığı önlemleri acilen hayata geçirmeli. Üretilen Türk Malı ürünlerinin aynısını ama son derece kalitesizini vergisiz-algısız yurt içine girmesini engellemeli. Haksız rekabetin önüne geçmeli. Türk Ürünlerini destekleyici almış olduğu kararlara,” Teşvik Tedbirleri” ne yenilerini eklemeli.

İhracatı en üst düzeye çıkartacak, ithalatı kısıtlayacak önlemler acilen hayata geçirilmeli. Acil ihtiyaç olmayan, hayati önemi taşımayan ürünlerin ithalatı kesinlikle yasaklanmalı. (Çikolata, sigara, içti, tütün vs. ) Devlet yabancı ürünlerin ülkemizi istilasına geçit vermemeli. Söz konusu olan, “Milli Ekonominin Dirilişi” ise, alınan tedbirlere yönelik yapılan eleştiriler asla dikkate alınmamalıdır. Çıkarlarını ve menfaatlerini düşünen, “Güruh” her zaman olacaktır. Teferruatlar üzerinde değil, ekonomimizin dirilişi, üretimimizin artırılması konusundaki tedbirlere ağılık verilmeli.

Özetle
Halk 869 barkotlu ürünleri kullanacak, Devlet de buna destek verecek, sanayimiz gelişecek, ekonomimiz bu savaşı kazanacak.  

 Yani, 
“Halkın Malı, Yerli Malı”
“Devlet-Millet Elele “
PAROLA: “ 869”