Özgürlükler
Özgürlükler tek taraflı hak olmayıp karşılıklı özgürlükleri koruyan, saygı duyan bir anlayıştır. Özgürlükler kendinin dışındakileri yok kabul etmek, her dediğim olur demek değildir. Özgürlük kapsamında kendi özgürlüğün başkasının özgürlüğünü sınırlandırmamalıdır. Varlığını hiçe sayma, sen de benim gibi olacaksın anlayışı kendi özgürlüğünü kullanmak değil, kendi özgürlüğün kadar önemli olan kendinin dışındakilerin özgürlüğünü çiğnemek, yok kabul etmek, insani değil, yasal değil, vicdani hiç değildir.
Bir parkta bulunan oyuncaklardan sadece benim çocuğum ve benim tayin ettiğim çocuklar oynar diye bir sınırlama kendi hakkını kullanmak değil diğerlerinin özgürlüklerini çiğnemektir. Bu davranış şekli yasal olmadığı gibi medeni ve insani de değildir. Kamuya ait şeylerin sahibi halktır. Koruyucusu halktır. Kullananı halktır. Devlet, yapan, hizmeti sunandır. Buradan istifade etmek üstünlüğünü kimseye vermez. Boş olanı, uygun olanı kullanırsın, boşalanı da sırayla değerlendirirsin. Burada herkese kullanma özgürlüğü getirmiştir. Önemli olan sırayı beklemek, diğer kullanıcılara fırsat vermek, insana saygı, sevgi fırsat eşitliğini dengelediği gibi özgürlüklerin kullanılması bile birbirimizi anlamada, sevmede birlikte yaşama arzu ve isteğini destekler.
Toplumda herkesin farklı düşünceleri, fikirleri, inançları, uygulama yöntemleri vardır. Kendine göre doğru olan başkasına yanlış olabilir. Yaşadığın hayat tarzı sana doğrudur. Başkalarına yanlış gelebilir.
Burada medeni, insani olan kendi yaşam tarzını kendin yaşadığında özgürlüğünü kullanmaktır. O benim yaşayış tarzıma uymuyorsa, beni o şekilde yaşamamı istemen ve baskı yapman özgürlüğünü kullanmak değildir. İnsancıl olmayan, benden başkası ne olursa olsun diyen, çağ dışı yobazca özgürlüklerin çiğnenmesidir.
İnandıklarını yaşamak özgürlükleri kullanmaktır. İnandıklarını, yaşadıklarını zorla başkalarına kabul ettirmek, eylem yapmak, özgürlükleri kullanmak değil, başkalarının özgürlüğünü çiğnemek, insan yerine koymamaktır. Çağ dışı, medeni olmayan, toplumsal barışı bozan, öteleyen köhne bir anlayışın ürünüdür. Bizler birbirimizi anlayacağız. Karşılıklı özgürlüklerimizin sınırlarına saygı duyup yaşamasını sağlayacağız.
Bir insanın inancının gereği ibadet yapıyor. Değerlerine göre giyiniyor. Yaşıyorsa özgürlerini kullanmaktır. Bunun sonucunda müjdeler mükafaatlar varsa sevdiklerinle paylaşır o müjdeden, mükafattan faydalanmasını istediğinden yaşam tarzını tavsiye edebilirsin, anlatabilirsiniz. Sana göre güzellikleri paylaşmak isteyebilirsin. Bunu kırmadan, dökmeden sevdiğinin gönül rızası ile paylaşıyor ve paylaşmıyordur. İşte bunu kabul etmek, içine sindirmek özgürlüğünü kullanmak, karşı tarafın özgürlüğüne saygı duymaktır.
Senin yaşam tarzını diğer insanlara zorla kabul ettirmek diretmek toplumun genelini rahatsız edecek şekilde eylem yaparsan özgürlükleri kullanmak değildir. Kimse yaşam tarzını bir başkasına zorla kabul ettirmez. Özgürlükler herkes içindir. Yasalar toplumun tamamına uygulamak üzere çıkar.
Farklı inançlar, görüşler yaşam tarzları bir zenginliktir. Gönülden birbirinden etkilenen paylaşan toplumsal bir olgudur. Saygı duyulur. Paylaşılır.
Kültürlerin, yaşam tarzlarının değerlerin paylaşıldığı, paylaşılmıyorsa da saygı duyulduğu birbirine baskı değil gönlünü açan insanlık mimarlarına çok çok ihtiyacımız var. Öteleme, ayrıştırma yerine, anlama sevme gelişen büyüyen örnek insanlar ve toplum olmalıyız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.