Oy / felaket simülasyonu
Kışı kurak geçirdik… Yaza olumsuz yansımaları olacaktır diye kara kara düşünürken, bu kez de deprem afetine maruz kaldık.
Depremin yıkıntılarını ortadan kaldırmaya, etkilenen vatandaşların yaralarını sarıp sarmalamaya çalıştığımız şu günlerde şap virüsü patlak verdi.
Irak’tan ülkemize kaçak yollarla sokulmuş hayvanlardan, bizimkilere bulaşmış, yayılmış…
Yılbaşından bu yana zaten yüzde 50 oranında artmış olan et fiyatlarını şu Mübarek Ramazan ayı öncesinde daha da sıçratabilecek bir hastalık bu. Değişik tedbirler alınıyor. İnşallah hızlıca yayılımının önüne geçilir, mevcutlar iyileştirilir, olmadı son çare olarak kesimle sıfırlanır.
Şapla bitti mi, bitmedi maalesef.
Ardından sel afeti vurdu.
Depremden etkilenen illerimizden olan Şanlıurfa ve Adıyaman’ı yağmur sonucu sel götürdü.
Afet üstüne afet, Allah’ım sen bize yardım et.
Dilimizden duayı eksik etmeyeceğiz elbette amma ve lakin aklımız ve elimiz de tedbire çalışmalı.
Şiddetli yağmur ve bunun sonucu sel oluşması afetse, bu selde insanların evlerinden, araçlarından, yaşamlarından olması felakettir ve bu felaketin nedeni afet/sel değil, bizzat bizlerizdir.
Şanlıurfa’da selde sadece 5 kişi bir evde hayatını kaybetti. Bodrum katıydı ve aşırı bir yağmurda o haliyle sularla dolması kaçınılmazdı.
Öyle de oldu.
Sonuç: Bir aileden 5 kişi hayattan koptu.
Şanlıurfa’da hayatını kaybedenlerin diğer adresi, Abide Köprülü Kavşağı ve Alt Geçidi'ydi.
Abide’de can kaybı 8 olarak açıklandı.
Geçit yağmur sularıyla dolunca, o an oradan geçmekte olanlar ile selle oraya sürüklenenler boğulmakla burun buruna geldi. Bu insanları kurtarmak için pikap araçla köprüye girmeye çalışan belediye itfaiye ekipleri de sular içinde mahsur kaldı. Onlar da kurtarılmaya muhtaç hale geldi.
Televizyon kanallarından canlı canlı izledik, Abide Köprülü Kavşağı ve Alt Geçidi’ndeki “kurtarma” çalışmalarını.
Profesyonelliğe dair en ufak bir ibare göremeyince üzüldüm, utandım; ülkem adına kendi adıma.
Hadi profesyonelliği geçtik, belli bir saate kadar bir tane vidanjör göremedik orada.
Selin üzerinden bilmem kaç saat geçmiş, geçit suyla, çamurla dolu öylece duruyor, içinde insanlar var.
Buna karşın bir tane vidanjör göremedik orada.
Bu nasıl kurtarma?
Şanlıurfa Büyükşehir; koca Büyükşehir Belediyesi’nin vidanjörü mü yoktu?
Neden çok sayıda vidanjör anında bölgeye sevk edilmedi?
Bir taraftan vidanjörler su ve çamuru boşaltırken, diğer taraftan o kurtarma çalışmaları yine yapılabilirdi.
Vidanjörler buna engel değil ki. Vidanjör bu gibi durumlar içindir.
Ve gelelim bir diğer önemli noktaya:
Malum, sel durumunda en riskli yerlerin başında alt geçitler ve dere yatakları gelir.
Bu alt geçit açılalı üç beş ay olmuş.
Son model olan Abide Geçit inşa edilirken, bu risk ne kadar hesaba katıldı?
Başta Cavsak olmak üzere şehir merkezinden geçen derelerin taşması durumunda bu suların ne yöne, nereye akacağı hesaplanmadı mı?
Videolarda Cavsak Deresi’nden taşan suların Abide Geçidi’ne aktığı görülüyor. Bu olasılık Abide yapılırken nasıl öngörülemedi?
Ve “şu kadar sürede metre kareye şu kadar yağmur yağması durumunda bu alt geçidin şöyle bir gider sistemi, tahliye sistemi olmalı ki, tıkanma yaşanmadan sular akıp gitsin” hesabı gereğince yapılmadan mı inşa edildi Abide Geçidi?
Sorular bu şekilde uzayıp gidecektir…
İşte yeni bir seçim sürecindeyiz.
Muhalefette olsun iktidarda olsun siyasi partiler her zamanki gibi “vatandaşın oyunu nasıl alırız ve biz kazanırız”a odaklanmış durumda.
Hangi ilde hangi konuya değinmeli, hangi meseleyi es geçmeli?.. Neyi söylemeli neyi görmezden gelmeli?.. Hangi bölgeden hangi ismi aday gösterir, hangi parti ile ittifak yaparsak daha çok oy alır, daha fazla vekil çıkarırız?.. Rakibimizi yıpratmak için hangi açığını, nerede nasıl gündeme getirmeli?..
Bu konularda simülasyon üzerine simülasyon yapıp, sonuçlarına göre hareket edebilme konusunda son derece mahir olan siyasetçilerimiz, iş hizmetin, icraatın “niteliğine” geldi mi neden aynı özeni göstermez?
Bunlar sorgulanıp ilgililerden hesabı sorulmadıkça ders olmaz; belediyenin başında, hükümette kim olursa olsun pek bir şey değişmez, Abide’ler sular altında kalıp can almaya devam eder.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.