AK Parti 2002'de göreve geldikten sonra "Sağlıkta Dönüşüm Programı”nı başlattı.  Programın 10 yıl içinde büyük bir başarı gösterdiğini ortaya koyan veri sonuçlarına göre, vatandaşın sağlıktan memnuniyeti yüzde 39'dan yüzde 75'lere ulaşmış durumda. 
Ülkemizde son dönemde “sağlık” denince akla ilk Recep Akdağ gelir.
“Sağlıkta Dönüşüm Programı”nın mimarı olması, bunda büyük pay sahibi. 
Malum Sayın Akdağ’ın Sağlık Bakanlığı döneminde bu programa geçilmiştir.
Dönemin Sağlık Bakanı Recep Akdağ, ''Sağlıkta Dönüşüm Programı”yla Türkiye'de ciddi değişiklikler yaptı, adeta bir devrim gerçekleştirdi. 
En önemli özelliği hastalara istedikleri hastanede tedavi olmanın yolunu açması olan programla, “vatandaşın özel hastanelere yönlendirildiği”, “devletin sağlıktan elini yavaş yavaş çekmeye başladığı” gibi marjinal eleştirileri bir kenara bırakırsak, devlet hastaneleri önlerindeki uzun kuyruklar önemli ölçüde azaldı.  
Özellikle garip gurebanın takdir edip, övgüyle bahsettiği Sağlıkta Dönüşüm Programı’nda en büyük pay sahibi olan Recep Akdağ beye buradan teşekkürü bir borç biliyorum.
Allah razı olsun.
Bugün de Kabine’de Başbakan Yardımcısı olarak görev yapıyor ve yine samimi ve çalışkanlığıyla dikkat çekiyor.
Ülkemize daha büyük hizmetleri olacaktır, eminim ki…
***

Gelelim diğer bir konuya; acil servislerde uygulamaya konulan yeni yönteme.
Bu konuda kulağıma sıkça şikayet geliyor.
Şikayetler daha çok “uygulamanın vatandaşa faydadan çok eziyete dönüştüğü” yönünde.
Acil servis adı üstünde…
Amacı nedir?
Acil bir hastalığı olan vatandaşlarımıza ilk müdahale.
Ama bakıyorsun acil servislerde vatandaşımız perişan.
Bunun ana nedeni “ön muayene” uygulaması. 
Hastanelerimizin doluluk oranı zaten çok yüksek.
Acil’e başvuru daha da yüksek.
Acil servislerimiz tıklım tıklım.
İtiş kalkış millet birbirini ezecek.
Daha önceleri bu sorunlar bu derece değildi, aciller daha rahattı.
Son iki-üç yıldır sıkıntılar had safhada.
Hele kimi hastanelerde…
Belli ki sıkıntıda yönetimin de payı var; daha doğrusu yönetimsizliğin. 
Başkent’te örneğin Dışkapı Hastanesi acil servisini başarılı bir şekilde rayına oturtmuş…
Gel gör ki, Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin acil servisinde sıkıntı ilk bakışta kendini gösteriyor.
Şimdi bu “ön muayene” prosedürüyle sıkıntılar daha da artmış durumda.
“Acil hasta”, muayeneden önce ön muayene sırası bekliyor. 
Birbirini ite kalka, yaşlısı genci… 
Hepsi ağır, ağrı sızı içinde kıvranıyor. 
Ama “ön muayene” prosedüründen geçmeden asıl muayeneye geçemiyorsun.  
Muayene olmak için bir süre ön muayene kuyruğunda kıvranman gerekli. 
İşin daha da ilginç yanı “ön muayene”de hiçbir müdahale yapılmıyor olması. 
Doktor soruyor “neyin var?”.  
Sonra tansiyon ölçüyor, ateşine bakıyor, o kadar.
Ardından asıl  muayene sırasına git, bekle babam bekle, ölme eşeğim ölme hesabı. 
Bunların hepsi acılar içinde kıvranırken acil serviste yaşanıyor.
Yanında ille birileri olmalı ki, koluna girip, ordan oraya koşuştururken veya ayakta sıra beklerden oracıkta yere yığılıp kalmanı önlesin!
Bu resmen eziyettir.
Bu sıkıntılara birilerinin acil bir şekilde el atması gerekir. 
Vatandaşımıza bu eziyeti çektirmeye kimsenin hakkı yok. 
Belki iyi niyetlerle kurulmuş bir sistem olabilir ama uygulamada sıkıntı doğuruyorsa uzatmanın gereğinde yok. 
Sağlık Bakanlığı bu duruma bir an önce el atmalıdır. 
Vatandaşımıza eziyete dönüşen bu saçmalığı bir an önce kaldırmalıdır.
Acil servisler daha hızlı müdahale edecek hale getirilmelidir. 
2017 yılında, hem de Başkent’te bu görüntüler hiçte hoş değil. 
İnşallah şehir hastaneleri bir an önce biter de vatandaşımızda bu eziyetlerden kurtulur.