Ölüm Gerçeği
Allah'u Teala insanı dünyaya imtihan için göndermiş kimlerin daha güzel işler yapacağını denemek için de hayatı ve ölümü yaratmıştır. İnsanın bu dünyadaki hayatı ise sınırlıdır, bu sınırlı bir hayatın ötesinde ebedi bir hayat vardır, dünyadaki süresini dolduran bütün insanlar ölümü tadarak hesap vermek üzere Allah'In huzuruna varacaktır işte ölüm dünya hayatından ebedi aleme geçiş kapısıdır.
Ölüm insana sorumluluklarını hatırlatır, imtihan şuurunu canlı tutarak onları kötülüklerden sakınıp iyi işler yapmaya teşvik eder ölüm insanlar için iyi kötü her türlü ameli işleme alanı olan dünya hayatında yaptıklarının veya yapmadıklarının hesabını vereceği ahiret hayatına geçiştir. Ölüm ebediyet alemine doğru yolculuğun ilk adımıdır ki bu dönüşü olmayan bir yolculuktur.
İlahi taktir gereği yer yüzünde bulunan bütün canlılar vakti zamanı geldiğinde ölümü tadacaktır, ölümsüz olan ancak Allah'u Tealadır, yüce rabbimiz hiç kimseye sınırsız bir hayat vermemiştir, Kuranı Kerimde biz senden önce de hiç bir beşere ölümsüzlük vermedik şimdi sen ölürsen onlar ebedi mi kalacaklar her nefis ölümü tadacaktır, sizi imtihan olarak hayır ile de şer ilede deniyoruz.
Ancak bize döndürüleceksiniz buyurularak tüm canlıların ölümlü olduğu bildirilmiştir, dünya hayatı geçicidir büyüklerimiz dünya için iki kapılı bir han benzetmesi yapmışlar bununla her gelenin gideceği her konanın göçeceğini anlatmak istemişlerdir, gerçekten her insan er veya geç ölüm gerçeği ile karşılacaktır bundan ne kaçış nede kurtuluş mümkün değildir.
Kuran-ı Kerim’de bu gerçeğe şöyle işaret edilmektedir, de ki sizin kendisinden kaçıp durduğunuz ölüm varya o mutlaka size ulaşacaktır sonra gaybı da görünen alemi de bilen Allah'a döndürüleceksiniz de o size yapmakta olduklarınızı haber verecektir. Cuma 8 ayet, her gün cami önlerinde ki musallalara yatırılan daha sonra omuzlar üzerinde kabristanlara taşınan cenazelerde bu gerçeğin apaçık ispatıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.