Yoğunluğu en kalabalık olan bölgelerin başında, şüphesiz okul ve okul çevreleri yer alıyor. Durum böyle olunca güvenirlik ve güvensizlik de bir hayli fazla. Bu yüzden her anlamda güvenliği sağlamak ve güvenlik bölgelerini korumak gerekiyor diye düşünüyorum.

Elbette asayiş uygulamaları tüm hızıyla devam ediyor. Bu konuda kimsenin şüphesi olamaz. Ancak gözden kaçan durumlarda, öğrenci ve öğretmen durumlarının tehlikeye girmesi gibi ailelerin durumları da tehlikeye girebilir.
Bu hususta okul yönetimlerinin ve asayiş uygulamalarına bağlı olarak çalışmaların tüm hızıyla devam etmesi gerekiyor. Okulların gece bekçiliğinin artırılması ve asayiş uygulamaları kapsamında “okul polisi” olarak farklı uygulamaların sürdürülebilir olması gerektiğini düşünüyorum.

Yasaklı maddelerin ve tütün ürünleri gibi çeşitli zararlı ürünlerin kullanım yaşının çok ciddi derecede düşmüş olması okul güvenliği açısından büyük tehdit içeriyor. Öğretmenler, öğrenciler ve velileri de kapsayan bu durumun gelecek nesiller açısından büyük bir sorun halini alabileceğini düşünüyorum.

Geçmiş yıllarda bu ve bunun gibi sorunlar, okul çevresinde büyük tehlikeye yol açmış ve bu nedenle geleceği parlak nice öğrencimiz hayatını kaybetmişti. Geçmişten ders alarak almamız gereken tedbirleri, geç olmadan uygulamamız ve uçan kuşa dahi göz açtırmamamız gerekmektedir.

Konu ile ilgili okullarda verilen seminer ve eğitimlerin, uzman yetkili kişiler tarafından ve rehber eşliği açısından oluşturabilecek tehlikeler göz önüne alınarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Ailelerimizin, öğretmenlerimizin ve çocuklarımızın hatta neslimizin güvenilirliğini sağlamak ve sağlıklı bir şekilde hayat devamlılığını sürdürebilmek hepimizin görevidir.