İnsanlar her türlü müsabakalarda çeşitli taktikler geliştirir ve onu uygular. Genellikle de sevilen ve kolay olan taktik sık sık kullanılmaya çalışılır, bunlar çoğu zaman işe yarasa da bazen umulmadık anlarda işe yaramayıp yarı yolda bırakabilir.
Geçtiğimiz hafta İran’da daha önce cereyan eden Arap Baharı’na ülkemizdeki Gezi olaylarına benzeyen olaylar çıktı. Çeşitli kaynaklar 30’a yakın göstericinin öldüğünü duyurdu. Çıkış şekli ve cereyan edişi şekli itibariyle ABD tarafından manipüle edildiği hatta ve hatta bizzat desteklendiği söylenmekte tam olarak ispatlanmasa dahi.
Her ne kadar gerçekliği kanıtlanamıyor ya da gerçekten halkın çektiği sıkıntılar yüzünden çıkmış da olsa, İran’daki olaylara bir Amerikan eli değdiği rahatlıkla gözlemlenebiliyor. 
Yalnız burada diğer Arap ülkelerine benzemeyen bir durum cereyan etti. İran’ı diğer ülkelerle karıştıran ABD oralarda uyguladığı karıştırıp geri çekilme burada çok başarılı olmadı. (Bizde de benzer taktiğin denendiği hatta ısrarla art arda denendiğini hatırlarsınız sanırım) Çünkü orada da vatanını, milletini seven İranlıların olduğu aşikar. Ancak burada dikkat edilmesi gereken farklı bir husus var daha önce çeşitli platformlarda, belli aralıklarla dile getirilmiş olsa dahi sonuncusu kadar yüksek sesle söylenmemiştir. Nedir peki bu durum İran’daki Türkler, evet İran’da azımsanamayacak kadar çok Azeri Türkü yaşıyor, lakin bunların da çoğunluğu vatanını ( İran ) milletini seven insanlardır. Konunun diğer boyutu ise İran ile Türkiye’yi buradaki Türkler üzerinden karşı karşıya getirmeye çalıştılar. Şükürler olsun ki bu taktik de tutmadı.    
Bu olayın diğer bir boyutu ise yeni seçilen ABD başkanının bütün dünyayı karşısına alan mesnetsiz konuşmaları, açıklamaları dikkatlerin doğrudan üzerine çekilmesini sağladı. Daha önce de Kudüs kararında da aynı taktiği uygulayarak kendisini olumsuz yönde olayın ortasına atmayı başarmıştır. 
Trump şu sıralar kendi hakkındaki akıl sağlığı yerinde olup olmadığı yönündeki iddialarla karşı karşıya kalmıştır. Nitekim yukarıda da bahsettiğim gibi yaptığı fevri çıkışlarla ülkesiniyalnız bırakmaktadır. Gerçi ABD gibi dünyanın dört bir tarafında askeri üsleri, yüzer bir ordu gücünde bulunan uçak gemileri, stratejik ittifakları ile aslında hiçte yalnız olmadığını ispat etmektedir. 
Trump’a bu açıklamaları yaptıran etrafında Trump yanlısı gibi görünen ama aslında onun kuyusunu kazan kişiler olduğu kanaatindeyim.  Bunun sebebi ise ilk yönetime geldiği andan itibaren hem ülkesinde hem de uluslararası arenada hiç de sevilmiyor olması yatıyor. Buradan hareketle başkana yaptırılacak birkaç yanlış hareket onun hali hazırda sallantıda olan koltuğunu iyice tehlikeye atacak olmasıdır. 
Buna birçok örnek verebiliriz lakin yakın zamanda Kuzey Kore liderine verdiği cevap bir hayli alay konusu oldu.