Nüfusun ekonomiye etkisi 2
Geçen hafta nüfus faktörünün sosyal ve ekonomik hayatta gelişen veya gerileyen tüm olaylarla bağdaştırılan düşünceden ve bu düşüncenin savunucularından bahsettik. Bugün kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Nüfusun etkisini bütün her şeyle bağdaştıran bilim adamlarına ve düşünürlere rağmen, bu olaya daha tarafsız bakabilen bilim adamları ve düşünürlerden vardır. Bunlardan biri Rus Yazar Maksim Kovalevsky diğeri ise Alman Coğrafyacı Friedrich Ratzel’i söylemek doğru olacaktır. Maksim Kovalevsky tarihi ve sosyolojik eserlerinin büyük bir bölümünde, iktisadi gelişmeleri harekete geçiren etmenlerden biri de nüfusun artması olduğu sonucuna ulaşmış ve savunmuştur. M. Kovalevsky’nin kuramına göre, kara ve su da avcılıktan ziraata geçiş, ilkel ziraat sisteminden, mülkiyet ve toprağa sahip olma safhasına ve bu safhaya paralel olarak daha yoğun bir sisteme geçiş de bu nüfus artışı birincil etken olmuştur. Kovalevsky’a göre ilerleyen yüzyıllarda meydana gelen, ilkel sanayiden büyük ve teknolojik sanayiye geçiş, sosyal hayatta ki iş bölümü, sosyal tabakalaşma ve hareketlilikler de bu etken faktörle meydana gelmiştir.
Kovalezsky’le aynı şeyleri söyleyen Friedrich Ratzel olayı biraz daha sayısal olarak ele alır. Ratzel’e göre, bin kilometre kareye denk gelen nüfus yoğunluğu, toplumun ekonomik yapısını Kovalevsky’ın teorisine göre sırayla gerçekleştirir. Burada değişimin temel sebebi nüfusun genel olarak artması değil, belirli bir bölgede ki yoğunluğudur. Ratzel bu durumu şöyle örneklendirir: bir ülkede kilometre kareye düşen nüfus yoğunluğu ortama 35’i geçtiği zaman, o ülke artık teknik tarıma ve sanayiye geçmek zorundadır ve bunun sıkıntılarını yaşar.
Bu fikirlere baktığımızda, tarafsızca söylemek gerekirse, ülkemizde meydana gelen birçok sosyal ve ekonomik problemlerin nüfus faktörü ile olan ilişkisi ve bağlantısı göz ardı edilmeyecek oranlara gelmiştir. Türkiye’nin ilk yıllarda ki nüfusu 10 milyon iken şu an 81 milyondan fazladır. Bu demek oluyor ki ülke olarak, Cumhuriyetin ilk yıllarına göre ihtiyaçlarımız 8 kat daha artmıştır. Buna bağlı olarak tüketim artmış ve bunun sonucu olarak da daha fazla üretime, mal ve hizmete ihtiyaç vardır. Boş topraklar azalmakta, üretim araç ve gereçleri eskimekte dolayısıyla yeni araç ve tekniklere ihtiyaç vardır. Nüfus yoğunluğu kırlardan büyük şehirlere doğru akmaktadır.
Yeni ekonomik değişim be dağıtım için yeni yollar, yeni pazarlar, yeni araçlar, yeni enerji kaynakları bulmak gerekmektedir. Milyonlarca insana sosyal ve ekonomik hayatta başarılı ve mutlu olacağı iş bölümü ve iş bulunmalıdır. Buradan anlaşılıyor ki, ekonomik hayat nüfus faktöründen bağımsız olamaz.
Selametle…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.