Neden?
Süper Lig’e çıkmak için mücadele eden Ankara takımlarından Gençlerbirliği muradına ererken, Osmanlıspor play-off’ta Gazişehir Gaziantep’e elenerek, direkten döndü.
Süper Lig’e çıkan takımlar Gençlerbirliği ile birlikte Abalı Denizlispor ve Gazişehir Gaziantep oldu.
Neticede Başkentliler olarak, Gençlerbirliği ile sevinirken, Osmanlıspor’la üzüldük.
Benim asıl üzerinde durmak istediğim nokta, Osmanlıspor’ın Teknik Direktörü Osman Özköylü’nün, Süper Lig ümidinin sona erdiği Gazişehir maçı sonrası yaptığı açıklama…
Osman Hoca, aynen şunları söyledi:
"Biz maalesef Gazişehir gibi arkasında koca bir şehir olan bir takım değiliz. Bizim arkamızda belediye yok, valilik yok, binlerce kişi yok. Tribünde görüyorsunuz anca bizim ailemizden eşimiz, dostumuz, komşumuz, ailemizden gelenlerle 300-500 kişi. Arkamızda bizi destekleyecek başka etkenler yok. Melih Gökçek başkan olduğu dönemde bazı destekler alabiliyorduk. İşimiz daha rahat olabiliyordu… Ama bugün bu destek yok. Ben Ankara’nın daha fazla Osmanlıspor’a sahip çıkılmasını isterdim. Ama sevilmiyoruz herkesin nefret ettiği dışladığı bir takımız. Neden böyle bilmiyorum. Her şeye rağmen biz mücadelemizi yaptık buraya kadar getirdik ama olmadı.”
Hoca’nın özellikle “Sevilmiyoruz herkesin nefret ettiği dışladığı bir takımız..” sözü dikkatimi çekti.
“Neden acaba” diye düşündüm.
Fanatik bir futbolsever rakip takımı-takımları sevmeyebilir, normaldir.
Osmanlıspor da birilerince rakip görülüp, sevilmeyebilir, bu da son derece normal.
Ancak Hoca başka bir tespitte bulunuyor:
Osmanlıspor’un herkesin nefret ettiği, dışladığı bir takım olduğunu söylüyor.
Nefret edilmek, dışlanmak… Hem de herkes tarafından nefret ediliyor olmak, dışlanmak… Neden?
Bir futbol takımı herkesin nefretini kazanacak ne yapabilir ki?
***
Değerli okurlar, Osmanlıspor elbette bir şey yapmamıştı…
Ancak kimi siyasetçilerimiz yok mu?.. Çıkarları ve ikballeri için kamu bünyesindeki bir futbol kulübünü futbol kulübü olmaktan çıkarıp, başına da eş dostlarını koyunca nefretin odağı olunabiliyor demek ki?
Osmanlıspor da malum “Gökçek”lerle özleşmiş bir futbol takımı.
Bu özdeşleşme, Melih Bey Belediye Başkanı iken Büyükşehir bünyesinde olan bir takımı desteklemesinden ibaret olsa iyi, kim ne diyebilir; hemen hemen tüm belediyeler bunu yapıyor, yapmalı da..
Ama Osmanlıspor ile Büyükşehir ilişkisi ilkin öyle iken, sonra çok başka bir hale sokuluyor.
Şöyle:
Bu takım, Ankaraspor adıyla Büşükşehir bünyesinde faaliyet gösterirken, 2005 yılında özelleştirilip, A.Ş. yapılıyor ve Belediye’nin elinden çıkartılıyor. Ardından da başına bir şekilde Melih Bey’in oğlu Ahmet Gökçek geçiyor
Yani koca takım Ahmet Gökçek’in sahipliğine geçiyor. Oğul Gökçek, Ankaraspor adını Osmanlıspor olarak değiştirip, “Kurucu Başkan” oluyor.
Sonuç:
Teknik Direktörünün ifadesiyle “Osmanlıspor bugün herkesin nefret ettiği, dışladığı bir takım”.
Daha yoruma gerek yok; her şey ortada.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.