Bu güzel günlerde içinizi ısıtacak gönlü ve kalbi güzel bir ağabeyimizin iyilik hikâyesini paylaşmak istiyorum.
Sadettin Karagöz… Ankara’da yaşayan 59 yaşındaki bir memur emeklisi. 5 yıl önce sokakta kalan 5 kişilik Suriyeli bir ailenin yaşadığı yoksulluğa, zorluğa içlenip onlara kol kanat gerdikten sonra yaşamının geri kalanını hayır işlerine, zorda kalana yardıma adar. 5 yıl önce başlayan bu iyilik öyküsü kartopu gibi yol aldıkça büyür. Protokol yolu üzerindeki Hasköy semtinde yani yoksulların, garibanların, öksüz ve yetimlerin çokça yaşadığı yerde çocuklarının yardımıyla ‘Umut Hayır Mağazası’ açar. Paranın geçmediği bu mağazadan hayırseverlerin desteği ile binlerce ihtiyaç sahibi faydalanır ve faydalanmaya da devam eder. Dükkânın metrekaresi küçüktür; ancak içine giren hiç kimsenin eli boş dönmez, herkes ihtiyacını buradan giderir, içine giren duvarların merhametle ve iyilikle genişlediğini görür.  
***
Bu mağazanın işletmecisi Sadettin Amca’nın cirosu sadece sevaptır, iyiliktir, güzelliktir… Yukarıda da dediğim milyonları verseniz oradan bir çöp dahi alamazsınız; çünkü para geçmez. Mağazanın yanında yetimin, öksüzün, ihtiyaç sahibinin karnının doyduğu bir lokantada vardır. Güzel duygularla pişen aşlar, komşunun yatağa aç girmesini engeller… Sadettin Amca, sokakta kalanlar için de elbette bir iş düşünmüştür. Aynı noktada kiraladığı bir dairede zorda, darda kalanları misafir eder. Dünyada hepimizin misafir olduğunu bize en iyi şekilde hatırlatır. Hayırseverlerin desteği ile tek başına bir karıncanın mücadelesini vermektedir. Amacı asla para kazanmak değildir; gayesi insanlara yardım etmek, yüzlerini güldürmek, onlara daha güzel imkânlar sunabilmektir. Unutmadan söyleyeyim kazancını da hayır işlerine adar.
***
“Yetimlerin babası” olarak görülen Sadettin Amca, ihtiyaç sahiplerine yardım ederken dil, din, ırk ayrımı da asla yapmaz. Şimdiye kadar 21 binden fazla Suriyeli, Afgan, Yemenli, Mısırlı, İranlı, Somalili ve Iraklı mültecilerin yanı sıra yardıma muhtaç Türk aileye ulaşmıştır. İmkânları biraz daha iyi olsa, ekibi bulunsa kimseyi yatağa aç sokmamak için inanın var daha fazla çalışacaktır. Onun için böyle kalbi iyilik dolu yardımseverlerimize devletimizin, hayırseverlerimizin desteğini esirgememesi lazım. Böylece, gerçek ihtiyaç sahiplerine daha fazla ulaşılacağını düşünüyorum. Onun için herkese burada büyük iş düşüyor. Peygamberimizin, “Komşusu açken tok yatan bizden değildir” hadisini iyi kavramalı ve bu kalbi güzel Sadettin Amca’mız gibilere destek olmalıyız. İyi bilelim ki dünyayı iyiler kurtaracak. 

Not: Sadettin Karagöz ile tanışmak isteyen, kazanında ihtiyaç sahipleri için pişen çorbaya ‘bir tuz da benden olsun’ diyenler haydi buyurun adres belli. Protokol yolu üzerindeki Hasköy’de eski Fruko fabrikasının 100-150 metre ilerisinde sağda kalan iyilik noktasına giderek oradaki mutluluğa ortak olmakta fayda var. Haydi sağlıcakla kalın.