M.Zahid Kotku ve Müfredatımız-2
Geçen hafta M.Zahid Kotku hazretlerin eserlerinden okullarda faydalanılmalı derken ‘Ölüm’ adlı eserinden bahsetmiştik.
ÖLÜMDEN BAHSETMEK DOĞRU MU?
Genelde eğitim dünyasında öğrencinin psikolojisini bozacağı düşünerek ölümden pek bahsedilmemesi istenir.
Hâlbuki insanların hayatları boyunca en sık rastladıkları bir olaydır hele ki kendi yakınını kaybeden çocuklar ve gençler için kesinlikle izah edilmesi gereken bir konudur.
İşte ÖLÜM gibi kitapları öğrencilere okutulursa şu zamanda çokça şikâyet ettiğimiz gençliğin dejenerasyonunun tamiri yönünde bir adım atabiliriz.
Akıldan çok hissiyatı dinleyen duygularıyla hareket eden gençler bu eserler sayesinde kalplerinde manevi bir yasakçı bulacak ve topluma millete daha faydalı hale geleceklerdir.
Böylesine büyük âlimlerin eserlerinde ve sohbetlerinde gerçekten tarif edilemez bir iksir vardır.
İhlastan mıdır ilmi kudretlerinden midir ya da yaşamışlıklarının verdiği duygudan mıdır bilmiyorum bir okulda sıranın üstünde duran ÖLÜM kitabının bile sadece o duruşuyla öğrencilere birçok şeyi hatırlatıp kendilerine çeki düzen verdirebileceğini düşünüyorum.
SADECE DAVASI İÇİN YAŞADI
Şimdi bu birikimi ve değerli isimleri artık okullardan tutun hapishanelere kadar hayatın her alanında gündeme getirmeli ve tavsiye etmeliyiz.
Sadece davası için yaşamış ve onun için ben bu dünyadayım diyen insanlar, şimdi mezarlarından çıkıp gelseler elde imkân varken bunu değerlendiremeyen biz mirasyedi çocuklarına belki kızacaklardır.
Vefatının seneyi devriyesinde anılan M.Zahid KOTKU’nun eserlerinde de sadece din öğretiminde değil Milli Eğitim Bakanlığı her alanda tavsiye etmeli ve okutulmasını sağlamalıdır.
Kendisi ve dergâhı için ‘Görünmeyen Üniversite’ diye bahsedilen Kotku’nun adı bir üniversiteye verilebilir.
Başta 54.Hükümetin başbakanlığını yapmış Merhum Prof. Dr.Necmetttin Erbakan’ın ve şu anki Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun bile Kotku hazretlerinin açtığı o çizgiden yetiştiği düşünülecek olursa ülkemizin siyasi ve entelektüel hayatını böylesine derinden etkileyen bir şeyhin neler yaptığı, nasıl insan yetiştirdiği ve ne gibi eserler verdiğine bakmamak tam bir gaflet ve şuursuzluk örneğidir.
Özellikle Bursa ve İstanbul İl Milli Eğitim müdürlükleri Hoca efendinin ismini bulundukları ilin en önemli ve en özel okuluna verilmesinde önayak olmalıdır. Görebildiğim kadarıyla sadece Adana’da bir ortaokula isimi verilmiş.
Onları anmak bence budur.
Şu anki müfredata ve tek adam tapınma kültüne bakıyorum da maalesef milli piyango ne kadar milliyse milli eğitim de o kadar milli.
Bu hazin manzaradan kurtulmanın yolu da ülke çocuklarının okullarda manevi dinamiklerimizle tanıştırılmasından geçer.
Bundan sonrası da boş laftır.
Önemli Not: Eğitim Bir Sen Şube yönetiminde olduğum dönemde yaptığımız mücadele ile Bitlis İHL’ye Said Nursi’nin adının verilmesine medyadaki çalışmalarımızla vesile olmuştuk. İşte o tarihte sendikanın Bursa İl Başkanını arayıp Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğüne M.Zahid Kotku’nun isminin bir okula verilmesi için öncülük etmesinin hayırlı bir iş olacağını söyleyecektim. Birçok hayırlı işe vesile olan Eğitim Bir Sen’in bunda da bir kahramanlık yapacağına, Cumhuriyet tarihi boyunca sakıncalı kişi ilan edilmiş nice İslam âliminin isimlerinin okullara verilmesinde öncü olup, bürokrasiyi cesaretlendireceğine eminim. İz bırakan bir hareket girdiği yerin rengini alan değil girdiği yere rengini verenlerle olur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.