MUHARREM AYI VE AŞURE
Öncelikle Hicrî yeni yılınız, Muharrem ayınız ve Aşure günümüz hayırlı olsun. Yeni güzelliklerin ve mutlulukların başlangıcı olan Aşure günü, inananların maddi manevi arınmasına ülkemiz ve insanlığın kurtuluşuna, sevgi, huzur ve barışa kavuşmasına vesile olur inşallah.
Aşure arapça kökenli bir kelimedir. Arapçada sayılarda “aşere” yani "on" 10 , "âşir" de onuncu demektir. Halkımız onuncu gün mânasına gelen “âşir”i, aşure şeklinde telâffuz ederek Muharrem’in onuncu gününe aşure günü ismi vermiş, böylece tarihe de aşure günü olarak geçmiştir.
Aşure bolluğun, bereketin ve paylaşmanın önemli bir simgesidir. Milattan önce Arap, İsrail ve Fars milletleri tarafında kutlanan Aşure günü muharremin 10. Günüdür. Yani bu sene Aşure günü 23 Ekim Cuma gününe denk gelmektedir. Aşure gününün içinde bulunduğu ayın adı Muharrem'dir. Bu ay hicri takvimin başı olmakla önem kazanmıştır. Bunun yanında, bazı tarihî olaylara mazhar olmakla da ayrı bir özellik kazanmıştır.
Herkes aşurenin varoluş hikâyesinin Hz. Nuh tufanı ile başladığını bilmektedir. Aşurenin hikâyesi ise şu kıssaya dayanmaktadır: Hz. Nuh büyük bir gemi yapar ve kendisine iman eden ne kadar mümin varsa onları gemiye bindirir. Her cinsten birer çift hayvanı da yanlarına alır. Ve Allah sonunda büyük tufanı koparttır. Gökten yağan yağmurlar ve yerden fışkıran sular bütün yeryüzünü kaplar. Sadece gemiye binen müminler kurtulur. Gemi aylarca suda kalır. Bu zaman zarfında yanlarına aldıkları yiyecekler tükenmeye başlar. Geriye kalan yiyecekleri bir kazanda toplayarak bir çorba pişirmeye başlarlar. O zamanda yapılmış çorbaya bugün Aşure diyoruz. Yüzyıllardan bu yana değişmeyen bir gelenek haline gelmiştir
Bu ayın içinde bulunan ve Allah katında çok seçkin yeri olan Aşure gününde bu adın verilmesinin nedeni, Muharrem ayının onuncu gününe denk gelmesidir. Peygamberimiz daha Mekke’deyken Aşure günü orucunu tutardı
Muharrem ayı kameri ayların ilki olup ve haram aylardan biridir. Muharrem yani Allah’ın ayı olarak bilinen Muharrem ayı, ilahi bereket ve feyzin, rabbani ihsan ve keremin coştuğu ve bollaştığı bir aydır. Bu ayda yapılan iyiliklerin ve hayırlı işlerin sevabı da daha fazladır.
Peygamber Efendimiz Kim Muharrem ayı içinde bir gün oruç tutarsa otuz gün oruç tutmuş gibi sevap alır. Peygamber Efendimiz “Ramazan ayından sonra tutulan oruçların en şereflisi, en faziletlisi Muharrem ayında tutulan oruçtur.
- Hz. Adem’in tövbesini kabul etmesi.
- Hz. İdris ve Hz. İsa’nın göğe çekilmesi.
- Hz. Nuh ve ona inananların gemiden selametle inmesi.
- Hz. İbrahim’in doğumu, Halilullah olması ve ateşten kurtulması.
- Hz. Musa’nın firavundan kurtulması.
- Hz. Eyüp’ün hastalıktan kurtulması.
- Hz. Yunus’un balığın karnından kurtulması.
- Hz. Yakup ve Hz. Yusuf’un buluşmaları.
- Hz. Davud’un tövbesinin kabul edilmesi.
- Hz. Süleyman’a peygamberlik verilmesi Aşure gününde gerçekleşmiştir.
Rivayete göre kıyamet dahi o gün kopacaktır. Hz. Ayşe’nin belirttiğine göre daha önceleri Kâbe’nin örtüsü de Aşure gününde değiştirildi.
Peygamberimiz Medine’ye Hicret ettikten sonra Yahudilerin bu günde oruç tuttuğunu görünce bu orucun ne orucu olduğunu sordu. Yahudiler de: “ Bugün Allah’ın Musa’yı düşmanlardan kurtardığı ve Firavun’u boğdurduğu gündür. Hz. Musa şükür olarak bu orucu tutmuştur.” dediler. Bunun üzerine Peygamberimiz, Biz Musa’nın sünnetini ihyaya sizden daha yakın ve hak sahibiyiz.” buyurdu. Bu orucu tuttu ve tutulmasını emretti. Fakat Ramazan orucu farz kılınınca, Aşure günü orucunu bıraktı. Bundan sonra Müslümanlardan isteyen bu orucu tuttu. İsteyen terk etti. İsteyen bu orucu tutsun, isteyen terk etsin. hadisinden sonra bu oruç sünnet bir oruç olarak kaldı.
Peygamberimiz Yahudilere benzememek için, sadece Aşure günü değil, öncesinde veya sonrasında da oruç tutmuş ve böyle yapılmasını tavsiye etmiştir.
Peygamberimiz müminin aile efradına Aşure gününde her zamankinden daha çok ikramda bulunmasını tavsiye etmiştir. Her kim Aşure gününde ailesine ve ev halkında ikramda bulunursa Cenabı-ı Hakta senenin tamamında onun rızkına bereket ve genişlik ihsan eder diye buyurmuşlardır. Bu aile mefhumun içine akrabalar, yetimler, kimsesizler, konu komşularda girer. Başka bir hadis-i şerifte “Bir kimse Aşure günü akrabalarını ziyaret etse Hz. Yahya ve Hz. İsa ile cennette beraber olur buyruluyor. Yine bir hadis-i şerifte “Bir kimse Aşure günü bir yetimin başını okşasa, o yetimin başındaki saç kadar o kimseye Allahu Teâlâ cennette derece ihsan eder buyruluyor. Başka bir hadiste Bir kimse Aşure günü zerre kadar bir şeyi sadaka olarak verse Cenabı Hak, o kimseye Uhud Dağı kadar sevap ihsan eder ve kıyamet günü o sevabı mizanına koyar buyruluyor. Yine bir hadis-i şerifte Bir kimse Aşure günü on kimseye selam verse bütün ehl-i islama selam vermiş gibi defteri ameline sevap yazılır buyrulur. O halde;
- Oruç tutmak,
- Sadaka vermek,
- Bol bol istiğfar etmek,
- Gusül abdesti almak,
- Bir mümini iftar ettirmek,
- Hasta ziyaret etmek,
- On mümine selam vermek,
- Ev halkına ikramda bulunmak vb. Aşure gününde yapılması tavsiye edilen davranışlardır.
Son olarak yeni bir yıla duayla, oruçla başlamalı geçmiş yılımız için tövbe-i istiğfar etmeli, içinde bulunduğumuz zamanı iyi değerlendirmeliyiz. Her işimizde “Ben ne yapıyorum, niçin yapıyorum” diye düşünüp İslam’a uygunluğuna bakmalı, iyi işler yapmaya niyet edip, kötü davranışlardan kendimizi arındırmaya çalışmalıyız.
Allah’u Teala bu yeni yılda Müslümanlara ihtilaf ve tefrikalardan kurtarsın, birlik ve beraberliğe, kardeşliğe, dostluğa, işbirliğine, dayanışmaya ulaştırsın. Cümlemize her işin, her kişinin ve her yolun hayırlısıyla karşılaştırsın inşallah.
20.10.2015. HÜSEYİN TAKLACI
Kaynakları: 1) Hak Dini Kur ân Dili. 8 5793.- 2) Sahih-i Müslim Şerhi, 6:140. -3) Ibtıı Mâce, Siyam: 31.
4) Müslim. Siyam: 117.- 5) Tîrmizî. Savm: 40. - 6) A.g.e., Savın: 47. -7) İbni Mâce. Siyam: 43.
8) İhyâ, 1:238 - 9) et-Tergîb ve'l-Terhİb, 2:116. Kaynak: islamiyet.gen.tr
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.