Millet ittifakı neden kaybetti?
Katılımın rekor kırdığı, huzur ve sükûn içerisinde yapılan, dünyaya örnek olacak bir seçim yaşadık.
Seçim elbette bir yarıştır. Kazananı olacağı gibi kaybedeni de olacaktır. Burada önemli olan, bir sonraki yarışa hazırlık için gerçek anlamda, korkmadan, kaybeden neden kaybettim, kazanan neden kazandım? Sorusuna dürüstçe cevap aramaktır.
Burada kaybeden acaba sadece Millet İttifakı mı? Değil tabi ki. Ama öncelikle bu ittifak neden kaybetti kısaca ona bakalım!
Millet İttifakı denince akla hemen CHP ve İYİ Parti gelmektedir. Ve maalesef ikisi de kaybeden partilerdir. Bu ittifakta kazananların ittifakın diğer paydaşları olduğunu söylemeye gerek yok sanırım.
Ben kendimi bildim bileli, CHP nin oy oranı % 25 ila 30 ortalamasını geçememiştir. Buna da “kemikleşmiş oy” olarak bakacak olursak, demekki yıllarca CHP bir arpa boyu yol alamamıştır, alamaz da. Peki neden?
Bir kitle düşünün ki, kendini ülkenin sahibi, tek üstün güç, üstün sınıf, kendisinden olmayan veya kendisi gibi düşünmeyenleri aşağılayan, küçümseyen, hakaretin en ağırını reva gören, modernlik, çağdaşlık, batıcılık denince ilk akla onların gelmesini isteyen, kendileri dışında herkese, cahil koyun sürüleri olarak bakan, halkın inanç ve idealleri ile alay eden, hor gören, kendi inandıkları gibi halkın inanması için ciddi baskı ve psikolojik işkencelere maruz bırakan bir kitle. Son derece insaflı bir şekilde ifade ettiğim CHP bu… (Göreceksiniz benim bu eleştirilerime bile tahammül edemeyecekler. Çünkü tek doğru, tek gerçek onlar ve asla eleştirilemezler)
Bunun aksini söyleyenler, CHP nin zülum ve baskılarla dolu tarihine bakmalarına hiç gerek yok. Son seçim döneminde olup bitenleri, aklı selim ve sağ duyu içerisinde değerlendirildiğinde bunun çok daha ilerisini göreceklerdir. Bilinen asla akıllardan çıkmayacak birkaç örnek verelim.
İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Akşener’in masadan kalkması ile yaşananlar. Yapılan hakaretler, küfürler, aşağılamalar akla hayale gelmedik söylemler… CHP ve trolleri, anında gerçek yüzlerini ortaya koydular.
Sayın Akşener masaya geri dönünce de tam bir tornistan yaparak övgüler methiyeler dizmeye başladılar.
Yani CHP için kazanmak her yol mübah. Ama bir şey unutuldu. Halkın balık hafızalı olmadığı.
Halktan ve halkın gerçeklerinden kopuk bir partinin tek başına seçim kazanma ihtimali her zaman sıfırdır. Ne zaman ki CHP, üzerinde ki bu eskimiş, köhne, miyadını doldurmuş, anti-demokratik, halkına yabancılaşmış elbiselerini çıkartır, halkın elbisesini giyer, işte o zaman kimseye (terör örgütleri dahil) ihtiyacı olmadan seçim kazanır. Peki, bu mümkün mü? Kesinlikle. Denesinler, görsünler.
Millet İttifakının ikinci kaybedeni İYİ Parti. Peki neden? Milliyetçi-Muhafazakâr söylemleri, halkın değerlerine değer vermeleri, onlar gibi konuşma, onlar gibi davranma vs. Özetle halktan biri gibi davranıldı. Peki, o zaman niye kaybettiler? Cevabı çok açık ve net; tarihi kodlarından bir türlü kurtulamayan CHP nin dümen suyuna girdiler. Ne CHP nin yapmış oldukları ittifaklara ses çıkardılar ne de kendilerine ve depremzetdelere yapmış oldukları hakaretvari söylemlere tepki gösterdiler. İşin daha da ilginci, İYİ Partiyi destekleyen, yakından tanıdığım dostlarım ve arkadaşlarım, CHP yi bir CHP liden daha “bıçkın” bir şekilde savunmaya başladılar. Öyle ki, “kapı tokmağına oy veririm Erdoğan’a oy vermem” gibi abartılı bir yol seçtiler.
Peki, başka kimler kaybetti? AK Parti! % 42 den, % 35 e gerilemesi.
Sürekli söylediğimizi tekrar ediyorum. Ak Parti, son yıllarda halktan kopuk, halkı küçümseyen, kendilerini “dev aynası”nda gören, sadece seçim dönemlerinde halk ile iç içe olan, “güç zehirlenmesi” yaşayan bir parti haline gelerek, eridikçe eridi. Daha da küçülebilir miydi? Kesinlikle evet. Ak Partinin küçülmesini ve daha da erimesini engelleyen, Millet İttifakının tutarsız, anlamsız, halkın gerçeklerinden uzak politikaları ve sürekli teşkilatlarına çeki düzen veren Başkan Erdoğan’dır.
Ben bunu burada ilk defa söylemiyorum. Bu konu ile ilgili bir çok makalem var. Hatta bir makalemde dile getirdiklerimi, Sayın Cumhurbaşkanı Ak Parti İl Başkanları Toplantısında ciddi bir uyarı yaparak söyledi.(Elbette ben dedim diye değil. Gerçekler ortada olduğu için) Bir kere değil defalarca. Ak Parti teşkilatlarına yönelik şikayetler ise ayyuka çıkmış durumda. Bir dostumuzun söylemini aktarmak istiyorum; “Ak Partiye düşmanlık yapmak istiyorsanız, onlara güzelleme yapın, övün, göklere çıkartın, alkışlayın ki kendilerini vazgeçilmez sanıp halkı tanımasınlar.”
Gelelim kazananlara…
MHP… Duruşunu hiçbir zaman kaybetmeyen, söylemlerini duruma göre belirlemeyen, söylemek istediğini açık net bir şekilde ifade eden, zikzaklar çizmeden tespit etmiş oldukları politikaları dile getiren, bütün saldırılara rağmen, kendi logosu ve partisi ile seçime girme cesaretini gösteren, vatan, devlet, millet, bayrak hassasiyetini sürekli ön planda tutan, halka kapılarını kapatmayan MHP… Yine bana göre MHP, çok daha yüksek bir oyu hak eden bir parti kimliğini ortaya koydu.
Bu arada başta Millet Partisi olmak üzere, baraj korkusu taşımadan, hiçbir ittifakta yer almadan, kendi partileri ve logoları ile seçime geren partileri tebrik ediyorum.
Ve Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan…
Aslında bu seçimin gerçek kahramanı, gerçek kazananı HALKTIR. Halk dedi ki; “ben hepinizin, söylemlerine, bana karşı olan tutum ve davranışlarınıza, benim milli ve manevi değerlerime nasıl önem verdiğinize, beni nasıl aşağılayıp veya yücelttiğinize, benim sorunlarıma nasıl baktığınıza, verilen ve tutulan sözleri hepsini gördüm, dinledim. Ancak benim için güven ve istikrar önemli, ben yapılan ve söylenenleri unutmadım” dedi. Öyle ki, Sayın Kılıçtaroğlu’nun depremzedelere, “bedava ev” vadine bile kulaklarını tıkadı.
Halk, artıları-eksileri topladı çıkarttı ve Sayın Erdoğan’da karar verdi. Demokrasiye, insan hak ve özgürlüklerine, halkın iradesine inanan herkes buna saygı duymalı ve kaybedenler kazananları tebrik etmeli. Başkan Erdoğan nasıl kazandı değil de, ben nasıl kaybettim diye siyasiler kendilerini sorgulamalıdırlar. Bunun yerine yine halka, “bana niye oy vermedin” diye hakaret etmeye kalkarlarsa, her hangi bir seçimi kazanmanın hayalini bile kuramazlar.
Bütün dünyanın gözünün Türkiye’de olduğu, Türkiye’ye yakışır muhteşem bir törenle göreve başlayan, başta Başkan Erdoğan olmak üzere, yeni kabineyi, yeni bakanlarımızı tebrik ediyor, başarılar diliyor, ülkemiz ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını Yüce Allah’tan temenni ediyorum.
İsmet Taş – İç Anadolu Birliği Genel Başkanı
Dünya Muhabirler Birliği Türkiye Başkan
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.