Memur Sendikalarına Yönelik Sivil Darbe Asla Kabul Edilemez
Sendika, sendikal haklar, sendikal çalışmalar gibi konular özellikle sendikalı çalışanları yakinen ilgilendirdiği için toplumun diğer kesimleri pek ilgi göstermez, hatta ilgilenmez bile. Ancak bu kesim toplumun lokomotifi durumunda olup en ağır sorumluluğu yüklenen taraftır.
Yine bilindiği gibi sendikalar ve hükümet arasındaki toplu sözleşmeler iki yılda bir Ağustos ayında yapılır. Burada alınacak kararlar başta memurlar ve emekliler olmak 18 milyon kişiyi ilgilendirir.
2021 Ağustos ayında yapılan 6. Dönem Toplu Sözleşmede öne çıkan; hükümet tarafından verilen, sendikalar tarafından kabul edilen, iki yıla yayılan zamlar değil, konulan yüzde 1’ lik sendikal barajdı. Yani bir sendika bağlı bulunduğu iş kolunda üye sayısı yüzde biri aşamıyorsa o sendika, o iş yerinde örgütlenemeyecek. O sendikaya üye olmuş çalışanların da hür iradeleri yok sayılmış olacak.
Bu Anayasamıza göre düşünde ve ifade özgürlüğü hakkının yok sayılmasıdır. Anayasa ihlalidir. Bu bir anayasal hakkın hükümsüz kılınmasıdır.
Peki, bu konuda Anayasamız ne diyor? Madde 26; “ Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar.” Bu madde çok açık ne bir şekilde düşünce ve ifade özgürlüğünü garanti altına alırken bu beyler nasıl olurda böyle bir baraj koyarak düşünce ve fikir özgürlüğüne pranga vurmaya kalkarlar!
İşin en acı tarafı bu duruma kendi çıkar ve menfaatleri doğrultusunda hareket eden yetkili sendikaların bırakın sessiz kalmasını onaylayan görüşler beyan etmeleri inanılır gibi değil! Gerekçeye bakar mısınız; “Nasıl ki siyasi partilerde baraj varsa sendikalarda da olması normaldir” Buna ancak cahilliğin ötesinde akıl tutulması denir.
Öncelikle iki farklı kurumları nasıl olur da aynı kefeye korsunuz. Sendikaların siyasetle uğraşmamaları gerektiği defaten ortaya konulmadı mı? Siz bir siyasi partinin ön, arka, yan bahçesi olabilirsiniz ama “Ben hiçbir siyasi partisinin bahçesi olmadan sadece memurun bahçesi olacağım, siyasete bulaşmayacağım, hak ve emeğin mücadelesini siyasetin baskısı ve gölgesi altında olmadan vereceğim” diye onurlu bir duruş sergileyen sendikalara baraj konulması hangi aklın ürünü, merak ediyoruz.
(Ayrıca hiçbir düşüncenin, fikrin, siyasi veya değil önüne baraj konulmasını da doğru bulmuyoruz.)
Bu da yetmezmiş gibi Sayın Bakan yüzlerce sendikayı, “Merdiven Altı Sendikalar” olarak nitelendirmesi inanılır gibi değil. Neden inanılır gibi değil? Bu görüş, Sayın Cumhurbaşkanının kaleme aldığı, “Daha Adil Bir Dünya Mümkün” kitabına tamamen aykırı. Yasaların ortaya koymuş olduğu şartları yerine getirerek kurulmuş ve kuruluşları Resmi Gazete’de yayımlanmış olan bu sendikalara, “merdiven altı sendika “ demek tamamen antidemokratik bir söylemdir. Buna ne hakkınız var, ne de yetkiniz. Siz kendinizi kanunların üstünde mi görüyorsunuz ki kanunen kurulmuş bu örgütleri kanunsuz olarak nitelendiriyorsunuz? Ayrıca Sayın Cumhurbaşkanı daha adil bir dünyadan önce, daha adil bir Türkiye oluşturmaya çalışırken sizin asla adil olmayan bu yaklaşım tarzınız, Sayın Cumhurbaşkanımızın bu düşüncesini baltalamak olmuyor mu?
Öncelikle, adil bir Türkiye, demokrasi, insan hak ve özgürlükleri, düşünce ve fikir hürriyeti için;
Bütün sendikalı veya sendikasız memurlar, bu kanunsuz, hukuksuz, insan hak ve hürriyetlerini, fikir ve düşünce özgürlüğünü yok sayan baraj konusunda en sert tavrı göstererek, barajı aşamayan değil, aşan ve bu kanunsuzluğa evet diyen sendikalardan istifa edip, barajı aşamayan sendikalara tepki üyelikleri yapmaları, haksızlık ve hukuksuzluk karşısında gösterecekleri en anlamlı tepki olacaktır. Haksızlıklar karşısında susan dilsiz şeytan değil midir?
Başta yetkili sendikalar olmak üzere konulması muhtemel barajı aşan sendikaların bu duruma olumlu bakmaları son derece antidemokratik bir anlayış tarzındır. Unutmayın ki bir gün bu durum sizin başınıza da gelebilir. Hukuk herkese lazımdır.
Ve siz Sayan Bakan; yüzlerce sendikayı ve onun yüz binleri bulan üyelerini, “merdiven altı” olarak nitelendirerek, bu insanları kırdınız, üzdünüz, incittiniz! Bununla da yetinmeyip, hiçbir sorun, hiçbir sıkıntı yaratmayan, hiçbir problem yokken, işleri sadece sendikacılık yapmak olan bu sendikalara durup dururken böyle bir baraj koymuş olmanız, 2023 e giderken bir kaos yaratmayacak mı? Bir problem oluşturmayacak mı? Hiçbir gerekçe yok iken yeni bir “öfke kitlesi” oluşturmuş olmuyor musunuz? Hangi ihtiyaçtan kaynaklandı da böyle bir baraj koymayı düşünüp kırıcı laflar ettiniz? Bu tavrınızın nelere mal olacağını hiç düşündünüz mü? Lütfen sözlerinizi düzeltiniz ve baraj konusunu gündemden kaldırınız. Demezler mi size; “41 yıl evvelki 12 Eylül 1980 anlayışı ile ne farkınız kaldı? O zamanda demokrasinin olmazsa olmazları olan STK’lar kapatılmış antidemokratik uygulamalar yapılmıştı. Şimdi de farklı yoldan ama sonuçları itibariyle aynı olan demokrasi dışı uygulamaları yapmaya kalkıyorsunuz!” Ne diyeceksiniz? Ben yaptım oldu mu diyeceksiniz?
Sayın Cumhurbaşkanım; yüzlerce sendikanın yüz binlerce üyesine yapılan bu sivil darbeye izin vermeyeceğinize olan inancımız tamdır. Zatıâlinizin de bildiği gibi bu farklı bir şekilde demokrasinin kesintiye uğramasıdır. “Daha Adil Bir Dünya mümkün” kitabınız bütün gönüllere su serpti. Geleceğe dair umutları artırdı.
2023’ e doğru giderken, bu adil olmayan yaklaşımın uygulamaya konulmaması konusunda, daha adil bir Türkiye için izin vermeyeceğinize inanıyoruz.
İsmet Taş – İç Anadolu Birliği Genel Başkanı
Dünya Muhabirler Birliği Türkiye Başkanı
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.