Kanal İstanbul, Türkiye'nin birkaç aylık gündeminin tamamını kapsamayı başardı. Kanal İstanbul nedeniyle beşikten, mezara hemen herkes birbirine atıp tutmaya başladı.

Kanal İstanbul tartışmaları devam ederken benim aklıma Melih Gökçek Bey'in Kanal Ankara projesi geldi. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olarak 20 yıldan fazla bir süre görev yapan Melih Gökçek, şimdilerde hayal olan Kanal Ankara projesi hakkında; "Ankara'ya deniz getirmek imkansız ama Ankara'nın da bir boğazı olacak" açıklamasını yapmıştı.

Ancak proje öyle bir yalan oldu, öyle bir yalan oldu ki şu an Ankara'da kimsenin aklına gelmiyor. Melih Gökçek döneminin sona ermesiyle beraber göreve gelen Mustafa Tuna tartışmalara konu olan Kanal Ankara projesine dur dedi. Tuna, israf olarak nitelendirdiği Gökçek projesinin hayal olmasını sağladı.

Günümüze bakıldığında Kanal Ankara projesi bir yana dursun, Kanal İstanbul projesi bir anda meşhur oldu. Her ne kadar yapılmasını isteyen kesim kadar, yapılmamasını isteyen kesimde mevcut ancak son raporlar ne gösterecek kimse bilmiyor.

Ayrıca Melih Gökçek ve Mustafa Tuna arasında gerilime neden olan Kanal Ankara projesi, şu an görevde bulunan Mansur Yavaş'ın gündeminde bile değil. Öyle ki Ankara'nın, Kanal projesinin yanı sıra daha ciddi sorunları olduğuna inanıyorum.

Yani, Melih Gökçek Kanal Ankara için 89 Milyon TL'ye ihale düzenleyene kadar OSB'lerin işveren ve işçi sorununu ele almış olsaydı, o zamandan bu zamana kadar yüzlerce ekmek kapısına kilit vurulmazdı.

Umarım Mansur Yavaş, Kanal Ankara v.b projelerle halkın kapısını çalmaz. Nitekim 2020 yılının Ankara'sında vatandaşlarımız evinde değil, 90 kuruşa satılan Halk Ekmek sırasını beklemekle meşgul.