Ahmet Fidan

Ahmet Fidan

Martta Tarih, Tarihte Mart

Martta Tarih, Tarihte Mart

İçinden geçmekte olduğumuz mart ayı önemli tarihi hadiselerin yıl dönümüne tekabül etmektedir. Tarihe mal olmuş ve tarihin tozlu sayfaları arasında yer almış hadiseleri ve kişileri olmuş bitmiş anlayışı ile unutulmamalıdır. Çünkü devam eden zaman aynı zamanda tevali eden tarihtir. 
Değişik tanımları yapılsa da tarih, en basit ifadeyle geçmişin bilimidir. Tarihin amaçlarından biri, geçmişteki gerçekleri ortaya çıkarma, bilinmesini sağlamaktır. Geçmişi öğrenip anlamak, şimdiki zamanı değerlendirmek ve geleceğe daha iyi hazırlanmak için tarih vazgeçilmezlerdendir. Tarihçi ise geçmişe derinlemesine bakabilen, geçmişin bıraktığı kırık dökük kalıntılardan bilgi ve belge ile bir bina oluşturup, bunu da gelecek nesillerin gözü önüne bir tablo gibi detayları ile ortaya koyabilendir. (H.İnalcık)
Tarih sadece olumlu örnekleri değil, olumsuz ve kulağa hoş gelmeyen detayları da vererek ibret alınmasına vesile olur. Bu sayede topumlar ve bireyler geleceği daha iyi görür ve kurgularlar. Bu açıdan tarihte yaşamış insanların biyografileri önemli bir yer tutmaktadır. Tarih çalışmaları ve özellikle değerlendirilmelerinde biyografilerin, tarihin karanlığında kalmış nice şahsiyetler vardır ki bütün hizmetlerine rağmen hak ettikleri ilgiyi görememişlerdir. 
Türklerin İslâm’ı kabulünden sonra yeryüzünde günümüze kadar uzanan muhteşem bir tarih ve medeniyet bırakmışlardır. Batılı tarih araştırmacıları bile bu tarihten söz ederken “Azametli bir tarih” deyimini kullanmaktadırlar. (Andre Miquel, l’İslam et Sa Sivilizasyon)
Tarihimizin bütün dönemleri muhteşemdir ve azametlidir. Ama tarih aynı zamanda milletlerin hafızasıdır. Hafıza kelimesini bilerek ve özellikle kullandım. Çünkü tarihin önemini başka bir biçimde nasıl anlatacağımı bilemiyorum. 
Vesikalara eğilmek, yerli ve yabancı tahriflerin, yerli ve yabancı cehaletlerin karışık bir yumak haline getirdiği tarihi bütün ihtişamı ile tanımak fetihlerin en büyüğü, cihatların en mukaddesi. Çehremi, benliğimi kim tanıtacak bana? Bu isli ve sırları dökülmüş ayna mı tarih? Bir medeniyet, bu çapta bir gafleti ancak tarihten silinerek ödeyebilir. (C. Meriç, Kültürden İrfana)
Milletler, tıpkı insan gibi, bir yapıya sahiptirler. Zamanı yaşar, geçmişi vardır, dostu, düşmanı ve algılara sahiptir. Hafıza kaybı yaşan bir insan, geçmişini bilemediği gibi, dostunu düşmanını birbirinden ayırt edemez. Fayda ve zararlarını da bilemez. Tarih bilinci olmayan toplum, milletlerde hafıza kaybına uğradıklarından geçmişlerini bilmedikleri için geleceğe de hazırlanamazlar. 
Mart ayı önemli tarihi olayların yıl dönümleri ile hatırlanmaktadır. Özellikle 12 Mart dört önemli tarihimin yıl dönümüdür. 
12 Mart 1918: Erzurum’un Rus İşgalinden kurtuluş yıldönümüdür. Tarihimiz açısından önemli bir dönüm noktasıdır. 
12 Mart 1921: Büyük Şair Mehmed Akif Ersoy’un kaleminden çıkan “İstiklâl Marşı”mızın TBMM’de kabulünün yıl dönümüdür.  İstiklâl Marşının yazarı başta olmak üzere onu marş olarak kabul edenleri bir kere daha rahmet ve minnetle anıyoruz. 
12 Mart 1956: Büyük mutasavvıf Alvarlı Muhammed Lütfi Efe Hazretlerinin fani dünyadan beka âlemine göçtüğü gündür. Kendisini rahmetle yâd ediyoruz. 
Yakın tarihin karanlık, kör noktalarından birisi de 12 Mart 1971 tarihinde meşru iktidara karşı verilen askeri muhtıranın yıldönümüdür. Yaşayan var mı bilemiyorum ama Bediüzzaman Said Nursi’nin deyimiyle hatırlamakta fayda var:”Yaşasın zalimler için cehennem.”
18 Mart 1915:Kanları ve canları ile adlarını tarihe yazdıran kahramanlar sayesinde Çanakkale son haçlılara karşı kazanılan Deniz Zaferi’nin Yüzüncü yıldönümüdür. Gerek Çanakkale Deniz ve gerekse Kara Muharebeleri tarihimiz açısından son derece önemlidir. Söz konusu muharebelerde canlarını veren atalarımızı rahmet ve şükranla yâd ediyoruz.
Mart aynı zamanda tarihle yüzleşmemiz için önemli bir zaman dilimidir. 
 
G Ü N Ü N   H İ K M E T İ
“Geçmişten adam hisse kaparmış... Ne masal şey!
Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?
"Tarih"i  "tekerrür"  diye tarif ediyorlar;
Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi”
 
M. Akif Ersoy
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR