Türkiye'de son açıklanan verilere göre, örgün eğitimde bulunan öğrencilerin 15 milyon 88 bin 592'si devlet okullarında, 1 milyon 440 bin 577'si özel okullarda ve 1 milyon 579 bin 691'i ise açık öğretim kurumlarında eğitim görüyor.

Bu verilere bakıldığında, Türkiye Cumhuriyeti Gençlik ve Spor Bakanlığı, Yüksek Öğrenim Kredi Ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü tarafından her yıl düzenli olarak verilen KYK burs ve kredi ödemelerinde sayılarda artışlar yaşanıyor.

Daha çok üniversite öğrencilerinin merak ettiği KYK burs ve kredi imkanları tartışılmaya devam ediyor. Bir tarafta KYK borcu silinsin diyenler, diğer tarafta KYK borcu silinmesin diyenler var. Bu aynı geçen hafta EYT hakkında yazdığım yazıya benzedi. Çünkü bir kafa karışıklığı var ve insanlar kafa karışıklığının ne zaman son bulacağını merak ediyor.

Ben, silinsin ya da silinmesin diyen bir kesime dahil olmadım. Bu yüzden ipi ne tarafa çekersek çekelim, o tarafa doğru gelecektir. Nitekim GSB ve KYK çalışmaları ile beraber günümüzde kullanılan sisten hazırlandı. Öğrencilerin "borç ödeyemiyoruz", "biz ödedik, sizde ödeyin borçlar silinmesin" polemiğine girmiş olması "birlik ve beraberliğe" zarar veriyor.

Öğrencilerimiz mezun olduktan sonra "iş hayatı, evlilik hayatı" gibi unsurlar üzerinden gelecek hayali kuruyor. Ancak KYK borcu silinmesi ve silinmemesi tartışmalarının alevlenmesi sonrasında "iş hayatı, evlilik hayatı" rafa kaldırılır bir hale giriyor. 

Türkiye'de daha önce bedelli askerlik sistemi bile gündeme alındığında bu kadar tartışılmamıştı ancak KYK borcu ülkenin gündemini sallıyor. Kafa karıştıran polemiğin bir an önce son bulmasından yanayım. Bu nedenle KYK ve GSB yetkililerinin basın karşısına çıkarak "kardeşim biz bu borcu sileceğiz", "kardeşim biz bu borcu silmeyeceğiz" diyerek resmi bir açıklama yapması lazım. Yoksa "öğrenciler ve mezunlar" birbirine girmeye devam edecek…