Şule Nallı

Şule Nallı

Küresel ısınma

Küresel ısınma

İnsan tarafından atmosfere verilen gazların sera etkisi yaratması sonucunda dünya yüzeyinde sıcaklığın artmasına küresel ısınma deniyor. Sera etkisinin artması, atmosferin üst bölümünün yani stratosferin soğumasına, alttaki troposferin ise ısınmasına yol açıyor.

Isınmanın nedeni; son yüzyılda ciddi bir artış gösterdiği belirtilen küresel ısınmanın en önemli nedeni, sera gazlarının (GHG) sanayileşmeyle birlikte insanoğlunun faaliyetleri sonucu atmosfer içindeki emisyonlarının çok önemli oranlarda artmasıdır.

Dünyaya neler oluyor?

Amerikan, ingiliz ve Avustralyalı bilim adamları ortak bir raporla dünyanın 10 yıl sonra çevre felaketleri açısından geri dönüle­ mez noktaya geleceğini duyurdu. Çünkü dünya ısınıyor.

Karbondioksit oranı artıyor, okyanuslar ısınıyor, buzullar eriyor, deniz seviyesi yükseliyor, orman yangınları artıyor, buzul tabakaları parçalanıyor, göller küçülüyor, kurak dönemler uzuyor, ırmaklar kuruyor.

Kış sıcaklıkları artıyor, ilkbahar erken geliyor, sonbahar gecikiyor, bitkiler erken çiçek açıyor, göç dönemleri değişiyor, yaşama alanları farklılaşıyor, kıyı şeritleri erozyona uğruyor, mercan resifleri ağarıyor, kar yığınları azalıyor, bulut ormanları kuruyor, hastalıklar yayılıyor, yüksek enlemlerde sıcaklık artıyor, dünyaya neler oluyor?

Rapora göre 1960'lardaki kirlenme buzulların yüzde 20'sini eritti. 300 bilim adamının yürüttüğü araştırma sonuçlarına göre, Kuzey Kutbu'ndaki ısınma dünyanın geri kalanından iki kat daha hızlı. Bugünkü ise 2070'te dünyayı buzulsuz bırakacak, küre­ sel çölleşme olacak, denizler yükselecek.
Dünya küresel ısınma yüzünden 10 yıl içinde geri dönülmez bir noktaya gelecek. Ormanların yok olması sonucu çölleşme yaşanacak, bu tarıma da yansıyacak, deniz seviyesi yükselecek ve dünya salgın hastalıkların pençesine düşecek. Bu felaket senaryoları "korkutucu" fakat "gerçek."

Suyun bizim için ne kadar önemli olduğu çok açık. Temizlikten beslenmeye ve üretime her şey için su kaynağı gerekiyor. Peki, dünya üzerindeki 1.4 milyar km³’lük su rezervinin sadece %1’nin kullanıma uygun olduğunu biliyor musunuz? Oysa su kaynakları ne kadar bol görünüyor gözümüze, değil mi! Küresel ısınmanın etkilerinden biri olarak dünyadaki tatlı su rezervlerinin yaklaşık %25’inin kaybedileceği gerçeğini de unutmazsak dünyamızı bu konuda pek de iç açıcı bir gelecek beklemiyor diyebiliriz.

2050 yılında dünya nüfusunun 9 milyara ulaşması bekleniyor. Yapılan araştırmalar ise mevcut su rezervinin dünya nüfusunun ihtiyacını karşılamaya yeterli olmayacağını öngörüyor. Üstelik mevcut durumda bile yaklaşık 1 milyar insan yeterli içme suyundan yoksun olarak yaşıyor. 2,3 milyar kişi sağlıklı suya ulaşamıyor ve yılda 7 milyon kişi suyla alakalı hastalıklardan dolayı hayatını kaybediyor. Gerekli önlemler alınmadığı takdirde içme suyu dışında kullanılabilir su düzeyinin azalmasıyla da bu durum ne yazık ki daha tehlikeli bir boyuta ulaşacak.

Kullandığımız sular, içilebilir ve kullanılabilir olarak iki kategoriye ayrılır. İçme suyu direkt olarak insan bedenine nüfuz eden ve insan sağlığını tehlikeye atmayan su olarak bilinir. Kullanılabilir su ise insana dolaylı olarak temas eden sudur. Yani evsel amaçlar, gıda imalatı ya da tarım faaliyetleri için kullanılır. Küresel sıcaklığın artmasıyla da kullanılabilir suyun miktarı ve kalitesi azalıyor.

Tüm dünya, küresel ısınmanın, gezegendeki su kaynaklarının üzerindeki olumsuz etkisini azaltmak adına çok daha bilinçli bir şekilde davranmakla yükümlü.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR