Ramazan Bayramı’na iki haftadan az bir süre kalmışken, Kurban Bayramına da 3 ay gibi kısa bir süre kalmışken ana gündem de ŞAP hastalığı kendine yer buldu. Bizzat ŞAP ile ilgili haberleri okurken, keşke bir Bayram telaşı başlamış demekten kendimi alamıyorum.

Birkaç gün içerisinde ciddi boyuta ulaşan ŞAP sorunu, günden güne yayıldı ve ülke genelinde tüm hayvan pazarları kapatıldı. Buna bağlı olarak; hayvanların şehirlerarası nakledilmesi de yasaklandı.

Ülkemizde SAT-2 serotipi ŞAP hastalığının tespit edilmesiyle beraber, 8 işletme karantinaya alınmıştı ve ülkemizin hayvan pazarını etkileyen ana süreç böyle başlamıştı. Kurban Bayramı’nda kurbanlık fiyatları ne kadar olacak sorusunun sorulmaya başlandığı şu günlerde, adeta Kurban Bayramına ŞAP tokadı etkisi yarattı.

Hayvan satıcılarının yanı sıra, hayvan pazarında kurbanlık bakmak isteyenlerin hemen hepsinde, beklenmeyen bir tedirginlik oluştu ve halk arasında “ŞAP” sorunu ortadan kalksa bile “kurban kesmeyeceğim” algısı oluştu. Hatta vatandaşlardan öyle söylemler geldi ki; “bu sene et yemeyeceğim” diyenler bile oldu.

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın konu ile ilgili yaptığı açıklamasında ise; vatandaşın yüreğine az da olsa su serpildi. SAT-2 serotipi ŞAP hastalığının tedavisi için aşı uygulanmaya başlandığı ve Şap Enstitü Müdürlüğü tarafından üretilen aşıların ülke genelinde uygulanacağı belirtildi.

2023 yılı daha ne kadar kaos ve gürültü ile geçecek derken, daha Kurban Bayramı gelmeden, heyecanı ve kaosu gelmiş oldu. Ama bu defa farklı kapıdan girerken, hepimizi de farklı bir süreç içerisine yuvarlamış oldu.

Umarım Şap Enstitü Müdürlüğü tarafından üretilen aşıların hayvanlar üzerinde etkisi büyük olur ve bu sorun ortadan kalkar. Bu olay sadece Kurban Bayramı vurgusu olarak düşünülmemelidir. Aksine ülkemizin hayvan ihracatı ve hayvan ithalatına da darbe vurabilecek kadar büyük bir potansiyele sahiptir. Bu husus üzerinde; Tarım ve Orman Bakanlığı’nın en ince detaylarda bile vatandaşı bilgilendirerek, detaylardan mahrum bırakmaması elzemdir.

ŞAP gözle görülmeyecek kadar büyük bir sorundur. Vatandaşların “dedikodular” ve “sosyal medya” üzerinde gördüklerine inanmalarına yol açmayacak suretle, ŞAP tedavisi uygulanarak, yalan ve yanlış bilgilendirmelerin önüne geçilmelidir.

Elbette ŞAP hastalığının tedavisinde büyük mesafe alacağımızı düşünüyorum ve bu süreci atlatacağımızı düşünüyorum ancak ŞAP sorununun et fiyatlarına ne gibi bir yansıması olacağını da merak etmiyor değilim. Bakalım bu süreci hep beraber izleyelim ve görelim.