Kuraklıkla mücadele edebilir miyiz?
Türkiye’de kuraklık özellikle tarımsal hayatta ve içme suyunda büyük sıkıntılar doğuracak boyutlara ulaştı. Özellikle yurdun Doğu Anadolu ve iç Anadolu bölgelerinde gün geçtikçe artan kuraklık hem çiftçiye, hem vatandaşlara hem de turizmcilere zor günler yaşatıyor. İç ve Doğu Anadolu’ya yağmayan kar önümüzdeki yıllarda yaşanacak tarımsal üretimdeki düşüşünde habercisi olurken hem doğal hayat hem de insanlar zor günler yaşamakta.
Ocak ayının ortalarına gelinmesine rağmen yeterli yağmur ve kar yağışının olmaması ve sıcaklıkların mevsim normallerinin üzerinde devam etmesiyle barajlarda doluluk oranların düşmesi kuraklık endişesine yol açıyor. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün (MGM) yayınladığı üç aylık kuraklık haritası eylül, ekim, kasım ve aralık aylarında Türkiye’nin farklı yerlerinde kuraklık yaşandığını gösteriyor. Marmara, İç Anadolu, Güneydoğu Anadolu bölgelerinde kuraklık düzeyinin olağanüstü ve şiddetli kuraklık düzeyinde olduğu görülüyor.
Türkiye’nin ve Dünya’nın en büyük sorunu haline gelen kuraklık, doğamızı, kent yaşamımızı, ekonomimizi ve hayatımızı devam ettirebilmek için gerekli olan gıdamızı derinden etkilemektedir. Hemen hemen her alanda etkisini uzun soluklu hissettiğimiz kuraklıkla mücadele ettiğimiz şu günlerde mevsimlerin ileriye doğru kayması, karın yağmaması kuralığa bizleri bir adım daha yaklaştırdığı öngörülüyor.
Türkiye’de yaşanan en şiddetli kuraklık olayları 1971-1974 dönemi ile 1983, 1984, 1989, 1990, 1996 ve 2001 yılları arasında meydana gelmiştir. Türkiye’nin birçok bölgesinde etkili olan kuraklık olayları su sıkıntısından tarım ve enerji üretimine, sulamadan içme suyuna kadar birçok alanımızı yaralar vaziyete gelmiş hatta kritik noktaya ulaştığı da uzmanlar tarafından gözlemlenmiştir. 2020,2021 ve 2022 yılları arasında ülkemizin aldığı yağış incelendiğinde ise tarım yılı yağışları, normal değerlerin altında kaldığı uzmanlar tarafından tespit edilmiştir. Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar ise, ülkemizin yağış alamaması hakkında yapmış olduğu açıklamada yağış almayan bölgelerde kuraklık riskinin artacağını dile getirdi.
Geçtiğimiz günlerde Tarım ve Orman Bakanlığı’nın kuraklıkla mücadele için, 2023-2027 dönemini kapsayan ‘Türkiye Tarımsal Kuraklıkla Mücadele Stratejisi ve Eylem Planı’nı hazırladı. Bu plana göre ise, kuraklığa dayanıklı az su ile gelişebilecek arpa, buğday, nohut, soya, elma, kayısı, fındık, zeytin, antep fıstığı, badem, patlıcan, domates ve biber yetiştirilecek. Plana göre Anadolu’da tarımsal üretim olarak daha az suya ihtiyacı olan ürünler üretilmesi gündeme geldi. Yayınlanan planla beraber iklim değişikliklerinden kaynaklanan kuraklığın etkilerini azaltmak amaçlanıyor.