Kul yıkar Allah yapar
Şeyh Galip der ki:
Mazlûma olur keyfer-i bed-hûyî-i zâlim
Iklîm-i gamın başka bir hâlet var içinde
[Dünya hayatında, kötü huylu zalimin yaptıklarından dolayı ceza görmediği ve mazlumun hep bedel ödemek zorunda kaldığı görülür. Ancak bu sadece bir görünüştür. İşin aslı ise şudur ki; zalim geçici dünya hayatında mutlu görünse de, asıl hayatta hem de kalıcı surette gülen (son gülen iyi güler) mazlum olacaktır. Bu dünya hayatı imtihan sahasıdır.]
Eski zamanların birinde çivi imal eden bir usta ile zavallı ustanın karısına göz koyan bir zalim vali varmış. Kadını elde etmek için ustayı ortadan kaldırmayı planlamış zalim vali ve olmayacak bir iş istemiş ondan. Demiş ki:
- Yarına kadar 300 askerim için kebkeb imâl edemezsen yarın kelleni uçururum.
(Kebkeb, ‘70 li yıllarda pek moda olan ve kabara dediğimiz, ayakkabının altına çakılan demir parça gibi bir şey; pabuç çivisi yani. Demek o zamanlar askerin giydiği ayakkabılara böyle çivi benzeri bir şey çakılıyormuş ki, uzun yol şartlarında mukavemet artsın.)
Halbuki bir günde en fazla 15 – 20 kebkeb yapılabilirmiş.
Zavallı usta çaresiz, valinin kendisini öldürmek için bu emri verdiğini de anladığından, sabaha kadar ağlayıp dua etmiş.
Sabah olunca evinin kapısında valinin adamlarını görünce hepten ümidi kesilmiş vaziyette hanımı ile helalleşip kapıyı açmış.
Valinin adamları demişler ki:
-Bu gece valimiz öldü; mismâr almaya geldik.
(Mismâr: Tabut çivisi)
!!!
Ve bir söz erbâbı vezne koymuş hadisedeki hikmeti:
Kebkebi mismâra tebdîl eyleyen Perverdigâr
Lâne-i mürg-i garîbi kul yıkar Allah yapar
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.