Korona Tehlikesi Azalsa Da Hala Devam Ediyor
Korona günlerinde birçok salgın vakası yaşandı ve vakalar birden çığ gibi büyüdü. Artan vakaların ardından alınan tedbirlere, yaşanan sıkıntılar ve halkın endişeleri de eklendi.
Tüm bu kaos ortamında elbette Sağlık Bakanlığı her geçen gün tedbirleri artırdı. Ara ara sokağa çıkma yasakları uygulandı. Ramazan ayı boyunca evlerinden çıkmayan vatandaş, bayram için ne gibi önlemler alınacağını merakla takip etti ve beklenen açıklama çok geçmeden geldi: 4 gün sokağa çıkma yasağı. Ardından seyahat yasağı.
Yalnızca belli şartları taşıyanlara seyahat etme izni verildi. Bunun sonucunda kurallara uyan halk, azalan vaka sayısını keyifler izlemeye başladı. Sonuçlar oldukça sevindiriciydi. Çünkü ölüm sayısı giderek düşmekteydi. Tedbirler işe yarıyordu.
Fakat o da ne? Mutluluktan uçan ve rehavete kapılan vatandaşlar, birer birer sokağa dökülmeye başladılar. Çarşıya pazara akın eden halk, ne sosyal mesafeye uydu ne de diğer kurallara. Bu tedbirleri korku ya da ceza için değil; bilinçli bir şekilde sağlık için, toplum sağlığı için almaları gerektiğine bir türlü ikna olmadılar.
Ardından sayılar tekrar yükselmeye başladı. Evet çoluk çocuk, yaşlı herkes oldukça sıkıldı. Fakat tam son raddeye gelindiğinde herkes muazzam bir patlama yaşadı.
Şunu kabul etmeliyiz: Rakamlar düşse de, vakalar azalsa da tehlike şu an hala devam ediyor. Henüz hiçbir tehlike bitmiş değil. Her birimiz hala büyük bir tehlike altındayız. Dikkat etmediğimiz sürece, tedbirleri elden bıraktığımız an itibariyle hala virüs kapabilecek kapasitedeyiz. Bu yüzden açıklama gelene kadar hala dikkat etmek zorundayız. Evlerimizde kalma durumundayız. Hiçbir tedbirsizlik yapmadan sonuna kadar gitmek zorundayız. Artan vakalar bir rehavete kapıldığımızı gösteriyor. Fakat bu sayıları düşürmek hatta yok etmek yine bizlerin elinde...