Korkarak köşe yazısı yazılmaz
Bundan daha önceki süreçte veya gelecek süreçlerde haberciliğin kısacası "Gazeteciliğin" önünün açılması şarttır.
Yani elbette yandaş medya v.b gibi tabirlerin uygun görülmeyeceği biliniyor. Bunun değiştirilmesi lazım.
Köşe yazarları yazdıkları yazılardan sorumludurlar. Ancak paylaşılan site, dergi, şirket ve kuruluşların nasıl bir yol izleyeceği her zaman merak konusu olmuştur.
15 Temmuz sürecinde yargılanan Gazeteciler için elbette farklı bir yol haritası izleniyor. Çünkü devlet aleyhine işlenen her suç elbet cezasını alıyor.
Bu kapsamda doğrular veya yanlışlar yazılacaksa bile korku olmadan yazılmalıdır.
Örnek verecek olursam 20 yaşında olmama rağmen pek çok internet sitesi üzerinden, gazete vb. yerlerde yazılar yazdım.
Doğruları yazdığım zaman pek çok kişinin zoruna gitse bile aslında benim anlatmak istediğim "gerçeklerden kaçınılmayacağıydı" ve öyle yapmaya da devam ediyorum...
Devlet aleyhine olmadıkça yazarların doğru ve korkusuz yazabilmeleri gerekiyor.
Hiçbir yazarın aklına "Hapis soğuk mudur?" sorusu gelmemelidir.
Basın özgürlüğü ülke içerisinde kendisini göstermelidir. Dediğim gibi devlet aleyhine herkesi at ateşe yansın demek uygundur. Türkiye Cumhuriyeti bütünlüğüne kasti olarak suç işlenmemelidir.
Yazarlar ve okurlar bağlantısı kurulduğunda şiir bile yazılsa bir netice çıkarılmalıdır...
Yalakalık tabiri adı altında yazarlık yapılması süreci yanlıştır ve bu doğruların ortaya çıkması mecbur konumdadır.
Kısacası Nazlı Ilıcak gibi ve daha pek çok ismin FETÖ kapsamında yargılanması devam ederken yazarların buradan ders çıkarması gerekmektedir.
Devlet aleyhine yazarlık yapılabilir ancak doğrular gösterilerek yanlışların üzeri kapatılmalıdır.
Yazarların yazdıkları yazılarda korku sebebinden kaynaklı yumuşamalar kendini gösterdiği için bu konuda tüm yazarların gerçek adımlar atması şarttır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.