Adem Çetin

Adem Çetin

Koçum Benim

Koçum Benim

İnsanoğlu yapısı gereği tarihin her sürecinde kendisine bir akıl hocası aramıştır. Kendine bir yol çizmekte zorlanan birey, toplumda ön plana çıkmış bireylerin izinden gitmiş ve onu kendisine önder olarak tayin etmiştir. Bu önderler günümüzde de olsa da koçluk diye bir meslek ortaya çıkmıştır. Peki, koçluk nedir? Profesyonel bir koç, bireylerin performanslarını iyileştirmelerine veya kişisel gelişimlerini arttırmalarına ya da kendi hedeflerini ve bunu yapma yollarını seçmelerine hizmet eden uzman olarak tanımlanabilir. Kısacası hedeflenen yolda bireyi tutmaktır.

Çocukluk yıllarımda Deli Yürek adlı dizide “Kuşçu” karakteri benim tanıştığım ilk rehber idi. Hayatında yaşadığı her sorunu Kuşçu’ya anlatan Yusuf karakteri, cevaplar almak yerine meseleyi daha geniş açıdan düşünmesini sağlayan hikâyeler dinlerdi. Bu hikâyeler bazen Mesnevi’den, bazen de Hz. Yusuf kıssalarından bir kesit oluyordu. Kurtlar Vadisi dizisinde de Ömer Baba karakteri, bizi hikâyeleri ile hem düşündüren hem kendimizi sorgulatan çözüm önerileri sundular bizlere…

Eğitim kurumlarında artık koçluk birimleri kurulmaya başlandı. Öğrencilerin akademik gelişimlerini takip eden koçlar onlara çözüm yolları sunmakta ve gelişimlerini gözlemlemektedir. Peki, öğrenci neden bir rehber arıyor, sormamız gereken soru budur. Bundan yirmi yıl önce teknoloji ulaşılabilir bir seviyede değildi. Ne liseler, ne üniversiteler ne de sınavlar hakkında yeterli bilgimiz yoktu. Teknolojik uygulamalar sayesinde artık bir tık ile ulaşmamız gereken her şeye ulaşabiliyoruz. Saatleri ve dersleri yazınca bize program yapan uygulamalar bile var. Hatta test çözme uygulamalarında yanlış yaptığımız soruların benzerlerini önümüze getiren, konu anlatımları sunan uygulamalarda var. Tembellik yapmayınca aslında kendimizin koçu olmak mümkün çünkü kendimizi en iyi biz tanırız.

Koçluk dedik meseleyi biraz daha açalım. Bir koç öncelikler bireyi çok iyi tanımalıdır. Burada 3T modeli diye adlandırdığım model ön plana çıkıyor. Test, tanı ve tedavi. Öncelikle öğrencilere yazılı ve sözel testler uygulanıp veriler toplanmalıdır. Toplanan veriler ışığında bir tanı konulmalıdır. Tanısı koyulmuş bireye uygun tedaviler planlanmalıdır. Tedavi kısmında plan yapma ve plana sadık kalma, sınavlar ve dersler hakkında detaylı bilgi, gelişim çalışmaları, irade güçlendirme, sabır ve devamlılık, uygun hedefler koyma kısacası yürüyeceği yol önüne serilmelidir. Koç sınav sürecinde bireyin en büyük destekçisidir. Birey koçu kendisine yoldaş edinmelidir. Koç ise bireyi tam anlamıyla anlamalı, dinlemeli ve onun gibi hissetmelidir.

Koçluk deyip geçmeyelim, o kadar çok türü var ki sanki onlarsız eksikmişiz gibi hissediyoruz. Eğitim koçu, yaşam koçu, spor koçu, zayıflama koçu, ekonomi koçu vb. liste uzayıp gidiyor. “Eskiden koç mu vardı, kardeşim?” dediğinizi duyar gibiyim. Koçsuz olabilir mi, olabilir. İnsan kendisini en iyi tanıyandır, dedik. İnsan kendisini nasıl geliştireceğini de bilir, plan yapmayı da irade göstermeyi de bilir. Yeter ki kendisine karşı dürüst olsun ve emek versin, her şey olur. Öncelikle beyaz bir sayfaya olumlu ve olumsuz özelliklerinizi yazın. Daha sonra hayattaki isteklerinizi yazın. Bu hedeflere ulaşmak için neler yapmanız gerektiğini de yazın. Evet, yolumuz hazır. Önce olumsuzları azaltalım ve olumluya çevirelim sonra plana sadık kalalım. Sonuç, hedeflerine ulaşmış ve başarıyı tatmış bir birey. İşte bu kadar… Artık kendimizin koçu olmayı başardık. Burada en zor mesele bahaneler… “Bahane insanın kendisine söylediği en büyük yalandır.” demiş Hz. Ali… Ne de güzel söylemiş…

Bugünlerde duyduğum güzel bir söz ile yazıma son vereyim. “Zaman diriyken çok kıymetli ölenin vakti bol olur.” Ne biyolojik ne de ruhen ölmeden vaktin kıymetini, yaşamın güzelliklerini fark edelim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR