Kimsesiz mülteci çocuklar devşiriliyor
Geçtiğimiz günlerde “Portekiz, Yunan göçmen kamplarındaki 60 refakatsiz çocuğu kabul edecek” başlıklı bir haber okudum. Bunun üzerine refakatsiz- kimsesiz mülteci çocuklar hakkında kısa bir araştırma yaptım. Sadece Yunanistan’da -çoğu adalardaki göçmen kamplarında olmak üzere- 5 bin 300 çocuk yanlarında anne-babaları veya yetişkin bir yakını olmadan zor şartlar altında yaşıyor.
Bu çocuklar Avrupa’nın çeşitli ülkeleri tarafından sahiplenilerek asimile ediliyor. Tahmin edersiniz ki kimsesiz bu çocukların büyük bir kısmı Müslüman ülkelerden gelen çocuklardan oluşuyor. Bazı kurum ve kuruluşlar tarafından zaman zaman bu alanla ilgili çalışmalar yapılarak raporlar hazırlanıyor. Hristiyan misyonerlerin bu çocukların peşlerinde olduğu biliniyor. Yardım kisvesi adı altında batılı ülkeler, bu çocukları; kültürlerinden, dillerinden ve dinlerinden koparıyor.
Avrupa ülkeleri Yunanistan’da bulunan bin 600 kadar daha kimsesiz mülteci çocuğu kısa bir süre içinde sahiplenmeyi hedefliyor. İHH İnsani Yardım Vakfı’nın açıkladığı bir raporda tüm dünyadaki yetim çocukların sayısının 140 milyondan fazla olduğu belirtiliyor. Bu rakam göz önüne alındığında Avrupa’daki bu sürecin madalyonun sadece bir yüzü olduğu görülüyor.
2019 yılında Avrupa’ya giden 96 bin çocuktan 9 bininin Almanya’da ortadan kaybolduğu da unutulmamalı. Son 5 yıl içerisinde de Avrupa’da binlerce çocuğun ortadan kaybolduğu da biliniyor. Bu çocuklar, bazı vakıf ve dernekler tarafından Hristiyanlaştırılarak özlerinden koparılıyor. Bazıları cinsel istismara uğruyor, bazıları organ mafyalarının eline düşüyor. Mülteciler arasında en savunmasız grup olarak bilinen kimsesiz çocuklar, suç çetelerinin eline düşme tehlikesiyle de karşı karşıya kalıyor. Afganistan’dan, Suriye’den, Somali’den, Yemen’den ve daha nice ülkelerden, savaştan, çatışmadan kaçarak bir umutla batıya gitmeyi amaçlayan on binlerce mülteci çocuk, ya ülkelerinde ya da zorlu göç yolu şartlarında yakınlarını kaybediyor.
İstatistiklere baktığımızda, 2017 yılında Avrupa genelinde 538 bin kayıtlı sığınmacıya koruma statüsü sağlanmış, 24 bin mülteci ise Avrupa Birliği’ne (AB) üye diğer ülkelere gönderilmiş. Bunlardan 31.400’ü refakatsiz çocuk olarak kayıtlara geçmiştir. Kayıtlı refakatsiz çocukların büyük kısmını erkekler (%89) oluşturuyor. Yaş ortalaması 16 ila 17 arasında değişen çocukların oranı yüzde 77 (24.200) iken, yaş ortalaması 14 ila 15 arasında olan çocukların oranı yüzde 16 (5.000), yaşı 14’ün altında olan çocukların oranı ise yüzde 6 (2.000) olarak tespit edilmiş.
2017 yılı verilerine göre İtalya, en fazla reşit olmayan sığınmacı barındıran ülke olmuştur. Avrupa genelinde kayıtlı refakatsiz çocukların yüzde 32’si (10.000’in üzerinde) bu ülkeye iltica etmiş. İtalya’yı yüzde 29 ile (9.100) Almanya, yüzde 8 (2.500) ile Yunanistan, yüzde 7 ile (2.200) Birleşik Krallık, yüzde 4 ile (1.400) Avusturya, yüzde 4 ile (1.300) İsveç ve yine yüzde 4 ile (1.200) Hollanda takip ediyor. Yedi AB ülkesine ait bu oranlar, Avrupa genelinde kayıtlı çocuk sığınmacıların yüzde 90’ını oluşturuyor.
Bunlar kayıtlı olan refakatsiz çocukların 2017 yılı istatistikleri. Birde kitabın diğer yüzü olan, kayıt dışı yani istatistiklere girmeyen çocuklar var. Her yıl binlerce çocuk ortadan kayboluyor, şiddete maruz kalıyor, istismara uğruyor. Bu da akıllara coğrafya kader midir? sorusunu yeniden akıllara getiriyor. Ortadoğu’nun, Afrika’nın Müslüman çocukları batıda devşirilerek özlerinden koparılıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.