Kim İnanırdı?
Kurtuluş tren istasyonunda yaşanan ufak bir olay bazı gerçekleri göz önüne çıkarıyor. Kadının beyanının esas olması koz olarak kullanılmayı geçti adeta hataların kılıfı olmaya başladı. Tren istasyonunda beklerken yaşadığım bir olay durumun bir örneği daha oldu.
Kendi halinde oturan bir beyefendi trenin gelmesini beklerken tanık olduğu bir durum karşısında rahatsız oldu. Bu beyefendinin rahatsız olduğu durum birçoğumuzun görmezden geldiği, sessiz kaldığı ya da bana ne deyip arkasına döndü durumlardan birisi ne yazık ki...
Merdivenlerden çıkan bir kadın istasyonda beklemeye koyulurken elinde bulunan çöpleri rayların üzerine doğru hiç çekinmeden bıraktı. Bu manzarayı orada bulunan 7-8 kişi de gördü ama kimsenin umrunda olmadı. Fakat orta yaşlı olan bu beyefendi diğer bekleyenler gibi durumu görmezden gelmeyi pek başaramadı ve tepkisini ortaya koydu. Hanımefendiye öncelikle kibar bir dille o çöpü oraya neden attığını sordu. Çöpü oradan alması gerektiğini ve bir vatandaş olarak bu durumdan rahatsız olduğunu belirtti. İstasyonda bekleyen 7-8 kişi sanki olayı beyefendi dediğinde ilk kez tanık oluyormuş gibi kadına gözlerini dikti. Tabii ortaya tepki konulmadan...
Sizce çöpü yere atıp suçu üstlenmesi gereken bu kadın ne yaptı? Adama öncelikle karşısında bir bayan olduğunu hatırlattı. Fakat adam karşısında bir bayan da olsa her vatandaşın yapması gereken şeyin o çöpü çöp kovasına atması gerektiğini ısrarla savundu. Kadına, "Bayan olmanız o çöpü oraya atmanız gerektiğini ya da attığınızda uyarı almamanız gerektiğini ifade etmiyor" dedi. Kadın bu şekilde suçunu bastırmayacağını anlayınca olayı daha da çirkinleştirip bir üst seviyeye hiç çekinmeden taşımaya başladı.
“Ne yani siz beni terbiyesizlikle mi suçluyorsunuz? Ben değil siz terbiyesizsiniz. Bana laf atmaya utanmıyor musunuz?” diyerek üste çıkmaya çalışmaya devam etti. Beyefendi yine çizgisini bozmadan karşısındaki bayana onu oraya atanın değil bu eylemin hoş olmadığını ifade etmeye çalıştı ama karşısındaki hiç de oralı değildi.
Kadın bu defa adamın kendisine sataştığını ve göz koyduğunu ifade eden beyanlarda bulunarak etrafındakileri olaya tanık göstermeye çabalıyor. Kendisini taciz ettiğini bağırarak duyurmaya çalışıyordu. Kadın çöpü inip almak yerine ya da özür dilemek yerine veya en azından suçunu kabul edip mahzunlaşmak yerime kadınlığına laf edildiğini, kendisine iğrenç yakıştırmalar yapıldığını, hatta adamın kendisine göz koyduğunu hiç çekinmeden beyan etmeye çalışıyordu. Tüm bu çirkinlikler karşısında bu adamcağız ne yapacağını bilemedi ve çaresizce ‘La havle’ çekerek uzaklaştı. Kadına uyarıda bulunduğuna bin pişman olan hal ve hareketler içerisinde usulca sinirlerine hakim olmaya çalışıp güvenlik görevlilerinin bulunduğu bölgeye doğru yol alarak en azından sinirlerini ve olayın büyümesini engellemeye çalıştı.
Adamın bu tavrı karşısında çöpü yere atan kadın ne yaptı dersiniz? Hızla yanından uzaklaşan ve öfkesini kontrol altında tutmayan beyefendi hakkında şerefsiz, terbiyesiz, kendisini fahişelik ile suçlayan yaftalamalar ile herkesi bu defa beyefendiye karşı doldurmaya çalıştı. Tepkisiz olan 7-8 kişi bir kadına hak veriyor, bir beyefendiye hak veriyordu. Fakat biride çıkıp elini taşın altına koyarak hanımefendinin yapmış olduğu bu suçun kadınlarıyla, terbiyesizliği ile bir ilgisi olmadığını ifade edemiyordu. Ardından Sincan treni geldi. Beyefendi kadının bulunduğu bölümden farklı bir bölüme binmek için hızla uzaklaşmaya çabalıyorken kadın bir kahraman edasıyla hala küfürlerine ve adam hakkındaki ağır ithamlarına bağıra çağıra devam ediyordu. Olay büyüseydi kimin beyanı esas olurdu? Gariban adama kim inanırdı?