Salih Cenap Baydar

Salih Cenap Baydar

Kedicikler Kültü – 9

Kedicikler Kültü – 9

Ülkemizdeki dini hareketleri analiz etmeye çalıştığımız uzun yazı dizimizi bu yazıyla sonlandırıyoruz.
Tarihten günümüze cemaatlerin, bünyelerinde taşıdıkları potansiyel tehdidin büyüklüğüne rağmen varlıklarını sürdürebilmelerin sebebi, bir yandan çok önemli sosyal ihtiyaçları karşılamalarında, bir yandan da devlete toplumu kontrol etmek ve yönlendirmekte çok işe yarayan bir enstrüman vazifesi görmelerinde aranabilir.
Bin yılı aşkın tarihi tecrübemiz, coğrafyamızda dini cemaatlerin çok önemli roller oynadığını, köklü bir sosyolojik zemine oturduğunu ve bu durumun kısa vadede değişmeyeceğini açıkça gösteriyor. Post modern dönemde, itelendiği kuytu köşelerden eskisinden de fazla güçlenmiş olarak çıkıp yeniden görünürlük kazanan ruhani arayışlara cevap verme iddiasında yeni sosyal gruplar olacaktır. Bunların kimisi yüzlerce yıllık geleneğin çağdaş uzantıları olarak ortaya çıkacak kimisi de “yeni dini hareketler” başlığı altından incelenebilecek, daha önce hiç görülmemiş hareketler olacaktır.
Adnan Oktar hareketi “şimdilik” dağıtılmış görülüyor ancak gerçek bir sosyolojik tabana dayanan oluşumların kanun zoruyla ya da devlet gücüyle yok edilemediklerini, bir süreliğine yer altına inerek yahut yeni formlar alarak yaşamaya devam ettiklerini de unutmamak gerekiyor. Aynı şekilde diğer dini cemaatlere karşı, “devletin bekası” ileri sürülerek alınan tedbirlerin de orta-uzun vadede arzu edilen neticeleri doğurmayacağını hatırda tutmak şart.
Her dini hareket, yıkıcı bir karaktere bürünme potansiyelini içinde taşıyabilir. Bu potansiyel, uygun şartların oluşmadığı uzun yıllar boyunca “potansiyel” olarak kalmaya devam edecektir. Belki alınacak gerçek tedbir, cemaatlere topyekûn baskı uygulamak yerine, cemaat içi sosyal baskılar, cemaat yönetimindeki güç ilişkileri, toplumun geri kalanına yabancılaşma, mali yapı gibi bazı temel noktalarda bağlayıcı kurallar koyup sıkı şekilde takip etmek olmalıdır. Tabi bu konularda doğru teşhis ve tedbirlerin seçilebilmesi için sosyal bilimcilerin ortaya, saha araştırmalarıyla elde edilmiş somut bilgilerle desteklenen yeni teoriler koyması da çok önemlidir.  

***
Çok kıymetli okuyucularım,

Bu benim gazetimizdeki 227. yazım. Her hafta bir yazı yayımlandığına göre 2014 Mayıs ayından bu tarafa, aşağı yukarı dört sene beş aydır bu sütunda sizinle buluşuyor olmalıyız. Bu yazıyla sizlere veda ediyorum. Eğer bu süreçte bilmeden kimseyi incitecek bir şey yazdıysam incinen herkesten özür diliyor ve helallik istiyorum.
Sürç-ü lisan ettiysek affola. 
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR