Kazanan Türkiye Olsun
Türkiye uzun ve yorucu bir seçim sürecini de atlattı ve beklenildiği gibi Recep Tayyip Erdoğan tekrar Cumhurbaşkanı seçildi.
Bu seçim diğerlerinden farklı olarak dezenformasyon, kara propaganda ve kutuplaştırıcı dilin oldukça fazla kullanıldığı bir seçim oldu. Muhalefetin son zamanlarda en büyük iddiası seçimlerin ilk turda bitmemesi halinde ikinci turdan önce ülkenin kaos ve karışıklığa sürükleneceği hatta iktidarın bu kaosu kullanarak koltuklarını bırakmayacağı yönündeydi. Allah’a şükür münferit olaylar haricinde herhangi bir şiddet olayı yaşanmadı.
Kara propagandalardan birisi ise yıllardır seküler kesimi konsolide etmek için kullanılan “şeriat geliyor” söylemleriydi. Kendini Atatürkçü olarak tanımlayan kesimine hayat tarzına ve cumhuriyetin kurucu ilkelerine büyük bir darbe vuracağını söyledikleri Cumhur İttifakı bu iddialara en iyi cevabı seçimden sonra balkon konuşmasında Atatürk’ün fotoğrafını Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne asarak ve seçimden sonra AKP’nin Atatürk’ün 10. yıl nutkuyla hazırladığı videoyla vermiş oldu. Bu topraklarda kurucu iradeye kimsenin darbe vuramayacağı bir kez daha vurgulanmış oldu.
Bu seçimden sonra iktidarın da muhalefetin de kendi adına çıkaracağı sonuçlar ve eleştiriler vardır. Muhalefet terörle arasına mesafe koyamayan HDP/YSP ve Anayasadaki Türklük tanımından rahatsız olanlarla ortaklığın kendilerine verdiği zararı iyi analiz etmelidir. İktidar tarafı ise en son silahlı eylemini 20 sene önce yapmış olsa da federasyon gibi bazı bölücü fikirlerin temsilcisi olan HÜDA PAR’ın milliyetçi camiada yarattığı rahatsızlığın farkında olmalıdır. Bu konularda ne kadar farkındalık kazandılar bilemiyorum ama iki tarafın da söylemlerini sertleştirdikleri konu mülteciler meselesi oldu. Kılıçdaroğlu daha önce deklare ettiği entegrasyondan vazgeçerken Erdoğan ise mültecilerin gidişinin bir takvime bağlanacağını beyan etti.
Bundan sonra yapılması gereken yaşam tarzlarına müdahale edileceğine inandırılmış seküler seçmenleri ve yanlış yürütülen sığınmacı politikasından, bölücü tondan siyaset yapan partilerle yapılan ortaklıktan rahatsız olan milliyetçi seçmenleri de kucaklayacak bir diskur geliştirmektir. Siyasette yükselen trendin milliyetçilik olduğu bilinciyle hareket ederek atılacak toplumdaki gerilimi düşürücü adımlar toplumsal huzur için oldukça önemlidir. Ancak bu adımlar atıldığı takdirde herkes kazananın Türkiye olduğuna ikna olur.