Uğur Öğüt

Uğur Öğüt

Kaybedenlerin koltuk sevdası

Kaybedenlerin koltuk sevdası

 

 

Yenilgiyi kabullenip bir kenara çekilmekte erdemliktir. Benim anlayışıma göre bir koltukta oturan başkan ve lider eğer iş yapmıyorsa koltukta oturmasının da anlamı yoktur. Eğer iş yapmadığı halde kotlukta oturanlar varsa bu kişiler koltuk sevdasına kapılmış ve kaybetmemek için her bahaneyi gösterir. Bahaneler mağluplara aittir. Defalarca kaybedip koltukta oturmaktan başka bir işe yaramıyorsanız, sizde de koltuk sevdası vardır.  

Geleceği gören liderlerin koltuk korkusu ya da sevdası da yoktur. Çünkü o liderler fark oluşturanlardır, iz bırakanlardır. Onların koltuğun gücüne ihtiyaçları yoktur. Hedefleri tarihsel süreçte kalıcı olmaktır. Kalıcı hizmetler yapmaktır.

Ama bu özellikleri taşımayan bazı liderler için koltuğun gitmesi her şeyin bitmesidir. Bu liderlere göre kendilerinden sonraki dönem tufandır. Adeta her şeyi kendileri yapmış gibi konuşurlar, geçmişi görmezler, kaybettiklerini bilmezler, toplumun da buna inandığını zannederler. Gerçekte kendilerini kandırırlar. İşte bu noktada koltuk sevdası bu kişide hâsıl olmaya başlar.

Koltuk sevdasına tutulmuş bireyler kendini normal insanlardan farklı görür, geldiği yeri bile unutur. Ne zaman ayna ile karşı karşıya gelse ben ne güçlü bir insanım diye düşünür.

Kendinin etten ve kemikten bir insan olduğunu unutur. Bir gün bu koltuktan ineceğini düşünmek bile istemez. Dostlarını bile görmez düşmanlarını bilmez. Bir emir verdiğinde istediğini yaptırma gücüne erişmiştir. Artık o ne düşünse ve söylese yanlış bile olsa doğrudur. Kimin haddine liderin dediklerinin yanlış olduğunu söylemek.

Koltuğun sihirli örtüsü ile gerçekler, dostlar ve düşmanlar göze farklı görünür. Koltuğu kaybetme korkusu sarar bedenleri. Dostlara vefa bir tarafa, artık doğru sözler tehdit olarak algılanır. Bir zamanlar savunulan değerler, şikâyet edilen haksızlıklar bile unutulur. Tek hedef koltuğun ve gücün bir dönem daha korunmasıdır. Geçmiş ve geleceğin muhasebesi önemli değildir. Ne de olsa ona göre toplum bu gerçekleri görmemekte ve anlamamaktadır. Tek doğru kendinin söyledikleri ve yaptıklarıdır.

Liderlere sokağın nabzını gösteren, doğru kararlar alınmasına yardımcı olan, koltuk sevdası uğruna yapılan hatalı uygulamalar karşısında meydana gelecek zararların önlenmesinde ve duyurulmasında gerçekleri ortaya koyacak basındır. Tabii demokrasinin kuralları ile işlemediği toplumlarda basının bu gücü dikkate alınarak psikolojik baskı olarak yandaş basın da yaratılmaktadır. Ama ne olursa olsun tüm baskılara rağmen bir kısım basın bu toplumsal görevi başarı ile yürütmektedir

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR