Şer güçleri birleşti,  fitne ocağı ateşlendi, beklenen oldu. Huzura saldırıyorlar.  Bin yıldan beri sulh adası toprakları yangın yerine çevirdiler. Milletimize ve devlete yönelik yıkıcı, toptan bir harekât başlatıldı. Bölücü ve yıkıcı harekâtın esas failleri ortalıkta görünmüyor, uşaklarını öne sürüyor ve kullanıyorlar.

1. Mecliste Trabzon Mebusu Şehidi Ekber Ali Şükrü Beyin katli üzerine Erzurum Mebusu merhum Hüseyin Avni Ulaş’ın  “Kabe-i Millet” diye tavsif ettiği TBMM’de bugün dağdaki eşkıya siyaset gömleği ile dolaşmakta ve o mekânı kirletmektedir.

Son on üç yıldan beri unutulan terör yeniden vahşice ve insanlık dışı bir biçimde gündeme oturdu. Terör tüm yüzü ile vahşice, hunharca ve sinsice gönüllere korku salmakta ve yangın çıkarmaktadır.

Terörle mücadelenin iki temel unsuru bulunmaktadır. Öncelikle terörün sebepleri ve kaynakları iyi tespit edilmeli,  ikinci olarak top yekûn yok edilmeli.  En önemlisi bu mücadelede acımasız davranmak, misliyle mukabelede bulunmak.

Siyaset gömleği arkasında gerçek ve çirkin yüzünü gizleyerek “barış, demokrasi” nutukları ile ortalıkta dolaşan eşkıyanın, TSKnın son harekâtı karşısında bir taraftan kin ve husumet duygularını kusarken öbür taraftan yedikleri darbe karşısında ulumalarına ve anırmalarına asla inanmamak gerekiyor. Söylem ve yöntemlerinde hiçbir zaman samimi olmamış, kıblesi meçhul insan kılıklı eşkıyanın sözüne inanılmaz ve kendilerine asla güvenilmez. Çünkü dıştan aldıkları emirleri içte uygulamaktadırlar. Kendi iradeleri ile hareket etmeyen emperyalizmin kuklalarına anladıkları dilden muamele gerekiyor.

Türkiye zor günlerden geçilmektedir. Milletimiz,  tarihten gelen gücü ve yaşadığı acı tecrübelerden elde ettiği deneyimlerle bu acı ve endişe verici olayların zarar vermeden üstesinden gelecektir.

Bir tespiti paylaşmakta yarar var, bugün ellerindeki silahı millete doğrultan aşağılık mahlûkların daha birkaç yıl öncesine kadar sahip olmadıkları hak ve yetkiye sahip bulunuyorlar.  Kendilerine lütuf ve ihsan edilen bu imkanları şimdi bölücülük için kullananların sonları şüphesiz hüsran olacaktır.

Milletin kendilerini adam yerine koyarak sınıf atlattığı haşeratın böyle davranacağı erbabınca tahmin edilmekteydi. Çünkü katranın kaynatılarak şeker olmayacağı deneyimlerle sabittir.

Bölücü ve vatan hainlerinin bugün sergiledikleri, kendilerini şeker yapmak için gösterilen çabalara bir tepki olarak kabul etmek gerekmektedir. 

G Ü N Ü N    H İ K M E T İ 

“İstişare olmayan işte hikmet yoktur.”

Hz. Ali