Abdulkerim SOLAK

Abdulkerim SOLAK

Karavan Ve Bungalov Talepleri

Karavan Ve Bungalov Talepleri

Sapanca ve Kocaeli çevresinde oldukça popüler olarak tercih edilen bungalov evler ve karavan alanlarına yönelik değerlendirme ve eleştiri de bulunmak istiyorum.

Söz konusu bungalov evler, karavan kamp alanları ve tiny house seçenekleri sadece Sapanca ve Kocaeli’de değil; hemen, hemen Türkiye’nin genelinde yaygın olarak hizmet vermektedir ve yoğun olarak misafirler tarafından tercih edilmektedir.

Ancak burada oluşacak yoğunluğu kaldıracak altyapı sorunları, trafik, misafir taleplerine karşılık verilebilmesi ve en önemlisi turizm tesisinin bulunduğu arazi ve arsa gibi faktörlerin izinli olup, olmaması gibi detaylara yönelik derinine inmemiz gerekiyor.

Şu an sadece Sapanca ve Rize’de inşa edilen bungalov evler ve çeşitli tiny house tesislerinin; Türkiye’nin konaklama ve tatil hizmetlerinin %95’ini karşıladığını söylememiz mümkün. Çünkü görünen pencerede bu rahatlıkla söylenebiliyor.

Durum böyle olunca da, hangi yapı izinli ve hangi yapı izinsiz bilinemiyor.

En basit bir örnek verecek olursam; Kırklareli’nin İğneada bölgesinde meydana gelen sel faciasında 6 kişi hayatını kaybetti ve kaçak bungalov faciasında 2 kişi tutuklama kararıyla yakalanmıştı.

Ek olarak; hemen, hemen her gün haber kanallarında bungalov rezervasyon dolandırıcılığı ve arazi sahteliğinden dolayı da içerikler paylaşılmaya devam ediyor.

Bu ve bu gibi sorunlar sadece tesis sahiplerini değil, tatil ve gezi planı yapan “müşteri” kişilerini de olumsuz etkilediği için “Pazar daralması” ve “Pazar karışıklığı” yaşanabiliyor.

Belediyelerin, Valiliklerin ve Çevre ve Şehircilik İklim Bakanlığı’nın bu konuda katı adımlar atarak; bahçe, arazi, ova, plato, dere, akarsu veya çeşitli lokasyonlarda inşa edilecek; bungalov tesisi ve tiny house veya karavan kamp alanı gibi altyapı gerektiren tesisler hakkında ciddi kararlar alması gerektiğini düşünüyorum.

Bir dönem Ankara’da da meşhur olan hobi bahçelerine uygulanan “yapı” tartışması ve kepçe ile yıkım arası alınması gibi süreçlerin, bu gibi tesislere de yönelik olarak uygulanarak; izinsiz yapıların önüne geçilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Ek olarak; bugün, Maslak’ta yer alan rezidansların dahi, orman manzaralı diye satıldığı bir gerçek iken; Maslak’ın aslında tamamen ormanlık alan olduğu ve ormanların yıkılarak, Maslak’a yüzlerce katlı rezidans yapılması da bu işin aslında vardığı noktayı gösterir niteliktedir.

Orman manzaralı veya doğa manzaralı diye, doğa katliamı yapılarak konaklama tesisi yapılacak ve bu yapılar izin alınmadan kaçak şekilde imarsız arsa ve arazilere yapılacak ise; orman yangınları olduğunda kimsenin doğa seviciliği yapması gerekmemektedir.

Umarım bu konuda gelecek süreçte, Çevre Bakanlığı tarafında da net adımlar atılarak; Belediyeler ve Valiliklerin de konu hakkında detaylı bir çalışması gerektiğini düşünerek, bugünkü yazımı sonlandırıyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR