Geçtiğimiz gün, ilk olarak Antalya, sonrasında ise; İzmir Çeşme’de ve Aydın’a bağlı Kuşadası’nda karavan parklarının yasaklanması ile ilgili süreçler gündeme yansıdı. Aslına bakılırsa, ortada karavan yasağı diye bir konu yok ancak, sahil şeridinde karavan sahipleri tarafından işgal edilen alanlar boşaltıldı desek daha doğru olur.

Antalya, İzmir ve Aydın gibi turistik kentlerimizde yaşanan bu karavan yasaklarının, diğer illerimize sıçraması an meselesi.

Pandemi sonrasında yaygın olarak tercih edilen karavanlar, 6 Şubat depremleri sonrasında da sık, sık tercih edildi ve edilmeye devam ediyor.

Ancak bu süreç; sahil şeridine karavan parklarının yasaklanması veya kent içerisinde trafik yoğunluğu olan bölgelere karavan parkının yasaklanması ile çözülecek bir mesele değildir.

Ülkemizin pek çok insanı karavan sahibi oldu ve izole seyahatin pandemi ile yaygınlaşması ile beraber karavan hayatı yaşamaya alıştı. Çözüm sadece belirli yasaklar koyarak, karavan sahiplerine nereye giderseniz gidin demek ise bu oldukça yanlış.

Elbette İzmir Büyükşehir Belediyesi, karavan sahiplerine karavanlarını park edebilecekleri otoparklar ve belirli noktalar gösterdi.

Elbette Antalya Büyükşehir Belediyesi, Konyaaltı ilçesinde karavan parkı tamamlandıktan sonra, karavan sahiplerine kapılarını açacaklarını belirtti.

Ancak, Kuşadası’nda Aydın Büyükşehir Belediyesi’nden bu konu ile ilgili bir adım atılmadığını gördük.

Durum böyleyken; karavan sahiplerini zora sokacak süreçlerinde artacağını ön görüyorum.

Gelin bunu örnekler ile anlatayım;

- Karavan parkları kapasiteleri yetersiz kalacak. Antalya’nın Konyaaltı ilçesinde bulunan karavan parkı 50 karavan parkına uygun. Antalya’da bulunan karavan sayısı bunun (ne kadar olduğunu bilmemek ile beraber) çok fazla üzerinde.

- Otoparklar dolup taşacak. Belediyeler karavan sahiplerine otopark veya boş arazi gibi çeşitli lokasyonlar göstermeleri halinde. Buraya gerçekten ihtiyacı olacak insanlar giremeyecek veya otoparkların kapasitesi sürekli olarak yenilenemeyecek.

Peki, çözüm ne?

Karavan sahiplerinin rahatlatılması adına yapılması gerekenler oldukça kolay ancak projeler ve yapım aşaması gibi süreçler bir hayli uzayabilir.

Gelin bunu örnekler ile anlatayım;

- Yeni karavan parkları yapılmalı: Belediyeler ve Valilikler sadece yeşil odaklı (mahalle parkı vb) gibi parklara yönelik olarak değil, karavan park edilebilecek parkların yapımına da başlamalı.

- Milli Park ve Tabiat Parklarına karavan parkı yapımı: Tarım ve Orman Bakanlığı'na bağlı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü bünyesinde bulunan 300’e yakın Tabiat Parkımız ve Milli Parklarımıza karavan sahiplerinin ağırlanabileceği ücretli veya ücretsiz karavan parkları yapılmalı. Son örneği Uludağ Milli Parkı olarak biliniyor ve Uludağ Milli Parkı’nda yer alan karavan parkında elektrik ve tesisat hattı da çekilmişti. Bu ve bunun gibi örnekler temel alınarak; Milli Parklarımız ve Tabiat Parklarımız da karavan park edilebilir alanlar yapılmalı ve kapasiteleri çok olmalı.

Geçtiğimiz gün, gazetemizde de yayımlanan 26 Mayıs 2023 tarihli; Ankara Büyükşehir Belediyesi'nde Mavi Göl yoğun ilgi görüyor başlıklı haberimizde, Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından yaptırılan ve hizmete açılan “Kurtboğazı Barajı karavan parkı ve Mavi Göl karavan parkı ile ilgili bilgiler paylaşılmıştı.

İllerinde ve ilçelerinde karavan parkı bulunmayan Belediyeler ve Valilikler; bu tarz örnekleri göz önüne alarak, karavan turizmine sahip çıkmalıdır.

Ülkemiz Avrupa ve Asya’yı birbirine bağlayan köprü konumunda yer alırken ve turizm cenneti konumunda bulunurken; yerli ve yabancı karavan sahiplerine seyahat kolaylığı sağlanmalı ve karavan turizmine destek verilmeli.

Kış aylarında ellerimizden kaçan kayak turizmi sonrası, yaz sezonu veya yılın 12 ayında da rağbet gören karavan turizmine canlılık ile sarılmak gerektiğini düşünüyorum.

Umarım verdiğim örnekler ve çözümler Belediyelerden, Bakanlıklardan ve Valiliklerden atılacak adımların öncüsü olacaktır. Aksi halde karavan sahiplerinin zorluk çekmesinin yanı sıra, karavan sahipleri nedeniyle oluşacak trafik yoğunluğu ve park sorunu gibi dolaylı süreçler; tüm kentin ve ilçelerin ana sorunu olacaktır.