İyimserlik ve Karamsarlık
Seçimden altı gün sonra (30 Haziran 2018) "Bloklar ve Buzullar" başlığını taşıyan bir köşe kaleme almış kendimce seçim sonuçlarını analiz etmiştim. 7 yılda 4'ü genel, 2'si cumhurbaşkanlığı, 1'i yerel seçim ve 1'i halkoylaması olmak üzere 8 kez sandık başına giden Türkiye'de insanların siyasi tercihlerinde derin değişikler yaşanmadığını; Türkiye'nin üçe bölünen seçim haritasında her üç bölgenin de sosyoekonomik gelişmişlik düzeyine oranla talepleri ve beklentileri olduğunu anlatmaya çalışmıştım. Devletten ya da siyasi iradeden muratları farklı olan bu üç kesim içinde; kamuoyunun ağırlıklı bölümünü oluşturan kesimin talep ve istekleri de ortak bir kesişim kümesi verdiğini, iktidar olmanın formülü de burada saklı olduğunu ifade ettim. Söz konusu kesişim kümesinin talep ve isteklerine çözüm önerileri geliştiren ve onları en iyi biçimde temsil eden adaydan yana olacağını belirtmiştim. 24 Haziran'ı, büyük ölçüde 2011'den önce gerçekleştirilen bütün seçimlerin bir yinelenmesi olarak gördüğümü yazmıştım.
* * * * * * *
En son açıklanan KONDA analizini gazetemizde üç farklı haberle sizlere ulaştırdım: "Siyaseti ilçeler belirliyor"; "24 Haziran seçimlerinde gençler hangi partiye ne kadar oy verdi?"; "Seçim kampanyaları neyi değiştirdi". Bu raporda öne çıkarılan kavramlar, benim de üçe bölünen seçim haritasını şekillendiren temel etken olarak gösterdiğim sosyoekonomik gelişmişlik düzeyinin aynı zamanda seçmenlerin "iyimser" ya da "karamsar" olmalarını da belirlediğini ortaya koyuyor. Buradan hareketle de rapordan öne çıkan bazı satırbaşlarını şöyle özetlemek mümkündür:
Türkiye siyasetini ilçelerde belirleniyor: Rapora göre, AK Parti'nin 417 ilçede salt çoğunluğu aldı. Bu ilçelerdeki toplam seçmen sayısı 16 milyon 597 bini aşıyor. Bu da genel seçmen sayısının yüzde 30'una karşılık geliyor. HDP'nin salt çoğunluğu aldığı ilçe sayısı 73'te; CHP'nin salt çoğunluk sağladığı ilçelerin sayısı ise 24'te kaldı. Diğer partiler ise ilçelerde salt çoğunluk sağlayamadı.
Gençler hangi partiye ne kadar oy verdi: Raporda, genç ve yeni seçmenin yüzde 38'i Ak Parti'ye; yüzde 22'si CHP; yüzde 10'u HDP; yüzde 7'si İyi Parti; yüzde 6'sı MHP'ye oy verdiği kaydedildi.
İyimser ve karamsar seçmen: Raporda, kriz konusunda karamsar seçmenin İnce'yi; iyimser seçmeninse Erdoğan'ı tercih ettiği belirtilerek, seçim sürecinde yürütülen kampanyaların bu yoğunlaşmayı arttırdığı tespitinde bulunuldu.
Bu başlıklardan hareketle şunları söylemek mümkündür:
Türkiye'de kalkınmasını, modernleşmesini ve sanayileşmesini büyük ölçüde tamamlayan kıyı bölgelerindeki seçmenlerin temel beklentisi ile halen kamu yatırımına muhtaç olan bölgelerdeki seçmenlerin ekonomideki gelişmelere bakışları aynı değildir. Bu temel ayrımdan hareketle de iktidar bloku olarak ifade edebileceğimiz "Cumhur İttifakına" oy veren seçmenlerin Türkiye'nin geleceğine dair iyimser bir bakış açısına sahip olduğunu; CHP, İYİ Parti ve SP'nin oluşturduğu Millet İttifakı ile HDP'ye oy veren seçmenin geleceğe dair karamsar bir bakış açısına sahip olduğu söylememiz mümkündür.
Bu da, yatırım ve teşvik politikalarının özellikle iç kesimler ve Karadeniz'de yoğunlaşan seçmenler üzerinde etkili olduğunu; Ak Parti'nin en çok oy aldığı bu coğrafyanın temelde iyimser seçmenlerden oluştuğunu gösteriyor.
Tekrar etmek gerekirse; ülkede geleneksel, muhafazakâr ve dindar nüfusun en yoğun olduğu iç kesimler ve Karadeniz coğrafyasındaki seçmenin yatırıma ve teşvike dayalı ekonomi programına olan sarsılmaz güveni, Türkiye'nin geleceğine olan bakışını iyimser bir seyirde sürmesini sağlıyor.