İnsan Haklarına Saygı
İnsan yüce yaratıcısına karşı kulluk görevlerini yerine getirmek ile mükellef olduğu gibi diğer insanların hatta tüm canlıların haklarını gözetmeklede sorumludur.
Çünkü toplum halinde yaşamak fertlerin birbirlerine karşılıklı olarak hak ve sorumluluklarını beraberinde getirmektedir. İnsanın Allah’a kulluktan sonra hakkını gözetmesi gerekenlerin başında anne ve babası gelmektedir.
Zira anne ve babalar insanın dünyaya gelmesine vesile olan her türlü saygı ve hürmete layık varlıklardır, insan ayrıca ailesi ile akraba ve komşuları ile dost ve arkadaşları ile kısaca çevresindeki insanlar ile iyi ilişkiler içinde olmalı ve herkezin hak hukukuna riayet etmelidir. Dinimiz huzurlu ve mutlu bir toplum oluşturmayı hedeflemiştir, bunun içinde kardeşliği birlik ve beraberliği iyilik yardımlaşma ve dayanışmayı emretmiş kötülüğü zulüm ve haksızlığı kin ve düşmanlığı fitne ve bozgunculuğuda yasaklamıştır. Dinimiz İslam insanlar arasında ırk, renk, dil, soy, sop, zengin, fakir hiçbir ayrım olmadığı bütün insanların bir taragın dişleri gibi eşit olduğunu ilan etmiş her insanın doğuştan gelen haklarının olduğunu bildirmiştir.
Bu hakların başında yaşama hakkı gelmektedir bu nedenle dinimizde insan hayatına bütük önem verilmiş haksız yere adam öldürmek büyük günahlar arasında sayılmıştır. İnsanın dünya ve ahiret mutluluğunu hedefleyen islam dini müslümanların güzel ahlak sahibi olmalarına büyük önem vermiştir. İslam aynı zamanda karşılıklı anlayışa hoşgörüye sevgi ve kardeşlik esasına dayalı bir toplum oluşturmayı hedeflemiştir. Bu nedenle insan haklarının ihlali olan zulüm haksızlık aldatmak hile yapmak haset yalan yalancı şahitlik dedikodu çirkin söz söyleme iftira cana kıyma dövmek küfür etmek bencillik kin fitne ve fesat çıkarma bozgunculuk gibi kötü davranışlar kul hakkı kapsamında değerlendirilmiş ve bunlardan sakınılması emredilmiştir. İslam bu tür haklara o kadar ehemmiyet vermiştir ki yüce rabbimiz kendisine karşı işlenen hata ve günahları affettiği halde kul hakkını bunun haricinde tutmuştur.
Kul hakkını zulme uğrayan kulunu iradesine bırakmıştır, herhangi bir kul hakkı sebebi ile tövbe edecek olan kişinin evvela hakkını yediği kimseden helallik alması şart koşulmuştur. Öyle davranılmadığı taktirde o günah affedilmez ahirete bırakılır, ahiret ise çok çetin bir gündür. O gün boynuzsuz koyun ile kendisine zarar veren boynuzlu koyundan hakkını alacak ve kimsenin hakkı kimsede kalmayacaktır.
Peygamber Efendimiz (s.a.v) mümin insanlar iyi geçinen kendisi ile iyi geçinilen insandır başkaları ile iyi geçinmeyen ve kendisi ile de iyi geçinilemeyen kimsede hayır yoktur. Müslümanın çevresi ile güzel münasebetler kurulabilen insan olduğuna dikkat çekmiştir.
İnsanlara haksızlık yapan onlara kötülük eden maddi ve manevi zarar veren birisinin iyi bir müslüman olduğu elbette düşünülemez, zira olgun imanı belirtilerinden biride insanların haklarına saygı duymak onlara zarar verecek her türlü söz ve davranışlardan sakınmaktır, nitekim Hz Peygamber (s.a.v) müslüman elinden ve dilinden başkalarının emin olduğu kimsedir buyurmuştur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.