İmamlık
Uzun bir zaman önce sosyal medyada yalan ve itibarsızlaştırmaya dönük yazılar yazan kendisine şube başkanı diyen bir kişinin talihsiz açıklamalarıyla din görevlilerine ne kadar zarar verdiğini görmüştük.
Bu kişi Eskişehir´de görev yaptığını söyleyen bir imam. İmamlık görevinin değerler boyutunda idrakini anlayamamış, kulaktan dolma ifadelerle farklı sendikalara iftira atmasını meziyet olarak gören bir kişi.
Son günlerde bir sendikanın araç alımını faizli araç kredisi olarak lanse etmeye çalışan beyni bulanmış olan bu kişinin iftiralarla sendikasına paye kazandırmaya çalıştığını ne yazık ki gördük, işittik. Diyanet-Sen gibi büyük bir sendikaya çatarak adımızı duyuyoruz diyecek kadar acizleşen bu kişinin yalanı kendisine tek çıkış yol olarak gördüğünü görmek işini hakkıyla yapan din görevlisi kardeşlerimizi töhmet altında bırakmanın ta kendisidir.
Beyin sinyalleri çalışmayan, klavye delikanlısı olan ve kendisine imam diyen bu fikir budalalarının temiz suları kirletme girişimini yine çürütüyoruz.
Daha önce söz konusu sendikanın şubelerine aldığı aracın markası üzerinden siz israile hizmet ediyorsunuz yaftası vurmaya çalışması onun ne kadar art niyetli olduğunu göstermiştir. Biz bu ifadelerinden dolayı ona bir soru yöneltmiştik; imam olduğun halde yıllarca araç alım satımı yaptığını cümle alem bilirken, senin fort marka araç almadığını söyleme şansın var mı demiştik. Evinde kullandığı alet ve teşrifatların ne malı olabileceği konusunda son derece hassas bir birey olup olmadığını sormuştuk, bu fort marka araç kullanan insanların, devlet dairelerinin onun deyimiyle İsrail´e destek veren kişiler, kurumlar, şahıslar olduğunu mu söyleme çalışıyorsunuz sorusunu sormuş, cevap alamamıştık.
Bu çok zeki olduğunu düşünen aklını peynir ekmekle yiyen kişiye bir de şu soruyu sormuştuk; Diyanet-Sen araçlarını Ziraat katılım üzerinden aldı. Bunu bildiği halde ısrarla İsrail ile çalışan bu banka hangisiymiş? Ziraat katılım bankası ne zamandan beri İsrail´e hizmet eden bir banka olmuş. Oysa ki biz bu bankayı Devletimizin en güvenilir bankası olarak biliyorduk. Onun bildiği bizim bilmediklerimiz mi var?
Bu sorularımızı cevaplandırmayıp türlü yalan dolanlarla savunma bile yapamayan bu kişinin Diyanet İşleri Başkanlığına şahıs, dernek ve sendikaların kredi çekerek mal sahibi olmaları hususunu fetva makamına sorduğu ve Diyanet-Sen´e dair sorduk demesi söz konusu kişinin beyin loblarının ne kadar sıkıntılı çalıştığını göstermiştir. Kısaca kredi çekmenin fetvasını isteyen bu kişinin bunu Diyanet-Sen´e uyarlaması karşısında atmak istediği fitne ateşinin söz konusu kişiyi paçalarından kavuracağı günlerin bu dünyada olmasa da ahirette karşısına dikile bileceğini hatırlatmakta fayda görüyorum.
Son söz olarak, makamını kirleten, yalanı iftirayı meziyet sanan bu kişiyi 80 Bin üyesi olan Diyanet-Sen´in her bir bireyi Allah´a havale etmiştir. Bir kafir sormuş, cennet var mı yok mu diye, Müslüman cevap vermiş varsa bizim için var, ya yoksa?
Sayın kendisini din görevlisi sanan kişi bu faizli kredi ısrarla yok dediğimiz halde yalan dolu iftiralar atıyorsun, varsa demiyor var diyorsun, yok dediğimiz bu durumun gerçekten yok olduğuyla karşılaştığında vay senin haline!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.