Sinan Oğan, seçimlerden önce ateşten gömleği giymiş ve Türk Milliyetçileri’nin gönül rahatlığıyla oy vereceği bir seçenek daha yaratmıştı. “Cenneti vaat etmiyoruz, ama cehennemin kapılarını kapatacağız” diyerek çıktığı bu yolda seçimlere kadar bu sözü epeyce tartışılmıştı. Herkes “cennet ne?, cehennem kim?” diye tartışırken, Sinan Oğan seçime kısa bir zaman kala adaylığını açıklamasına rağmen güzel bir seçim çalışması yürütmüştü. Aldığı 3 milyona yakın oyla da Türk Milliyetçileri’nin ikinci tur da önemli bir yerde bulunmasını sağladı.

Seçimden sonra herkes Sinan Oğan’ın kararını merak ediyordu. Yaptığı görüşmeler sonrasında Cumhur İttifakını desteklemeyi uygun gördü. Bu kararını saygıyla karşılıyoruz. Millet İttifakıyla beraber olmayacağını, birçok Türk Milliyetçisi zaten tahmin etmiştir diye düşünüyorum. Ayrıca aldığı bu kararla da seçimden önce söylediği sözün ne anlama geldiği ortaya çıkmıştır.

“Cennet” Türk Milliyetçileri’nin iktidara gelmesidir. Sinan Oğan bunun bu seçimde gerçekleşmesini pek mümkün görmüyordu ki bizler de beklemiyorduk. Asıl önemli olan ise “Cehennem”in kimi ifade ettiğiydi. Seçimden önce birçok kez Sayın Erdoğan’ın bir daha seçilmemesi olarak ifade edilmişti. Ancak Sinan Oğan’ın aldığı bu kararla da “cehennem” kavramının aziz Türk Milleti’nin evlatlarına kurşun sıkanların siyasi uzantısının iktidara ortak olamaması anlamına geldiğini görmüş olduk.

Ayrıca yine kendilerini desteklemediği için Sinan Oğan’a sosyal medya üzerinden “linç” kampanyası başlatanları artık hayretle izlemek durumunda kalıyoruz. Nitekim kendilerini desteklemeyen herkesi eleştirmek, yıpratmak artık bir alışkanlık halini almış bulunmaktadır. İktidarı değiştirmek isteyenlerin bilmesi gerekir ki, bu ülkede iktidar sorunundan çok muhalefet sorunu bulunmaktadır. İlk önce muhalefetin değişmesi artık bir gereklilik olmuştur. Muhalefet seçmeninin sürekli kendilerini desteklemeyen siyasilere hakaret etmeleri, hatta küfür boyutuna ulaşan sözler söylemeleri en çok kendilerinin dillendirdiği demokrasi için bir engel teşkil etmektedir. Artık özeleştiri yapmanın zamanı gelmiştir.

Yazımı sonlandırırken seçimin ikinci turunun yine bir demokrasi şenliği içinde geçmesini, gerginliklerin yaşanmamasını umuyorum. Aziz Türk Milleti’ni refaha ulaştıracak, çağdaş medeniyetler seviyesine çıkartacak liderlerin bu aziz vatanı yönetmesini temenni ediyorum.