Heykeller kaldırıldı ya kapılar?
Melih Gökçek döneminde Ankara'nın çeşitli yerlerine dikilen devasa heykeller çok tartışma konusu olmuştu. Çoğu kişi "israf" ve "abartı" gerekçesiyle bu heykellere karşı çıkmış küçük de olsa bir kesim bu heykellere sempati beslemişti.
2010 yılından bu yana futbolcu heykelleri, dinazor maketleri ve oto robotlar gibi neler neler görmedi ki Ankara?
Yatırımlara dikkat çekmek amacıyla sürekli birbirinden ilginç heykellerle tanıştık. İtiraf etmeliyim ben görsellik açısından bu heykellere sempati besledim; ancak şunu da belirtmeliyim ki o heykellere boyutu gibi devasa paralar harcandı! Uçuk paralara o yatırımlar değer miydi orası tartışma konusu.
Mustafa Tuna dönemi ile birlikte Ankara genelinde heykel temizliği başladı. Milyonluk heykeller bir bir kaldırılıyor. Son olarak Gökçek'in çıraklık eseri olan Protokol yolu üzerindeki iki devasa futbolcu heykeli de yerinden söküldü. Ancak o heykeller sökülürken bir daha kullanılamaz hale geldi. Dev futbolcu heykellerinin kolu bacağı kırıldı. Bu durum ise görenleri üzdü.
O heykeller başka bir şekilde değerlendirilemez miydi? Belki bir spor kulübüne satılabilir ya da hibe edilebilirdi. Bu konudaki zarar bu şekilde azaltılabilirdi. Tabi ki takdir yöneticilerin.
Buraya bir de not eklemek istiyorum. O futbolcu heykelleri 2010 yılında yapıldı ama yıllardır atıl bir şekilde bekliyordu. Onlarla ilgilenen bir Allah'ın kulu çıkmadı.
Madem o heykeller kaldırıldı. O heykellere ne kadar para harcandı kamuoyu ile paylaşılmalı. Bu konuda Sayın Mustafa Tuna'nın bir açıklama yapacağına inanıyorum. Ankaralı da bilsin hangi heykele ne kadar para gittiğini.
***
“Ömrüm Ankara” kitabının yazarı Mehmet Doğan ile geçtiğimiz günlerde bir röportaj gerçekleştirmiştim. Doğan, Gökçek’in Başkent’e diktiği heykelleri “Gökçek’in gereksiz putları” olarak tanımlayarak “Şehrin bu putlardan temizlenmesi gerekiyor” demişti. Biz de bu ifadeleri siz değerli okuyucularımıza aktarmıştık. Doğan'ın çağrısı sonuç verdi ve o heykeller kaldırılmaya başlandı.
Mehmet Doğan, heykellerin yanı sıra Ankara'nın 5 girişine yapılan kapıların da kaldırılmasını istemiş ve şu ifadeleri kullanmıştı: Ankara’nın 5 girişine yapılan 5 devasa kapıyı da eleştiren Mehmet Doğan, “Müstafi (istifa eden) başkanın heykel serisinden sayılması gereken başka çirkin yapıtları da var! Ankara’nın beş ana girişine kapılar yaptırdı; her biri Hollywood dekoru, çirkinlik numunesi. 21. Yüzyılda şehir kapısı yapmak ne demek? Şehrin surları mı var ki kapı yapılıyor? Kapı dediğin açılır kapanır. Bu kapılar sürekli açık! Böyle yapılara ‘kapı’ demek tam bir dil fukaralığı. Bunlar ‘kemer’dir, ‘tâk’tır. Tabiî ‘tâk’ denilince ‘zafer tâkı’ hatıra gelir. Belki de müzmin başkan seçim zaferleri için böyle ‘tâk’lar yaptırdı, tevazuundan kapı dedi!”."
Bakalım heykellerden sonra kapılar da kaldırılacak mı? Ben şahsen merak ediyorum. Ancak şunu da belirtmeliyim ki yapılmış bir eserin yıkılması taraftarı değilim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.