“Hesaba çekilmeden kendinizi hesaba çekin”
İslâm’ın temel inanç sistemi, dünya hayatının geçici, baki olanın ahiret yurdu olduğu gerçeği üzerine kurulmuştur. Geçen yılın son günlerinde bir muhasebeci, bir avukat ve birde şirket sahibini aradım. Maksadım hal ve hatırlarını sual etmekti. Her üçü de yılsonu sebebiyle sözün başında işlerinin çok yoğun olduğunu söylediler. Adeta zamanla yarışıyorlardı. Avukat dostum, adliyede yılsonunda dosyaların bir sonraki yıla devredilirken sıkı bir çalışma yapıldığını, kendisinin müvekkillerinin işleri ile meşgul olduğunu söyledi.
Muhasebeci dostum, yeni yıla girerken müşterilerinin hesap işlerini bitirmek zorunda olduğunu söyledi ve ilave etti: “Bizim en sıkı mesai günlerimiz yılsonudur. Bir yılın muhasebesini yazıya dökmek zorundayız. Kâr mı zarar mı bilinmesi gerekiyor. Geçtiğimiz yılın muhasebesi bilinmez ise yeni yıl karanlık kalır. Yani müşterilerim önlerini göremezler. Sermayesi ne olursa olsun muhasebe açısından önlerini görmeleri gerekiyor.” Dedi. Zamanı yoktu konuşmak için.
Birkaç dalda ticaret yapan, iyi bir sermayeye sahip sanayici dostum, yılın son günleri “hesap işleri ile bizzat kendisinin ilgilendiğini” ifade etti. O da zamanla yarışıyordu.
Yaklaşık altı yüz yıl kullandığımız “Hicrî” takvim terk edilerek, yerine 26 Aralık 1925 tarihinde Hristiyanlara ait miladi takvim kabul edildi. O tarihten beri Hristiyanlar için büyük öneme haiz ama biz Müslümanlar için hiçbir anlamı olmayan 1 Ocak “Yılbaşı” olarak kabul edilmekte ve kutlanmaktadır. Resmi işlemler de miladi takvime göre yürümektedir. Yeni nesiller eski takvime ait ne günleri ne ayları bilmiyorlar.
Takvim değişikliğinin getirdiği yılbaşı, sosyal bir olgu ve batı taklitçiliği izinde sorgulanmadan toplumsal bir ilgiye mazhar. İtikat olarak Müslüman olan insanımız, yılbaşında amelen nasranileşmektedir. Yılbaşına kadar Müslüman ama yılbaşı gecesi Hristiyanlaşıyor toplum. İşin en garip yönü ise yılbaşı geceleri tüm ayrıntıları ile Hristiyanları kıskandıracak derecede şaşaalı yaşanmaktadır.
Bir yılı bitirip, yeni bir yıla girerken yapılması gereken, yazıya başlık olarak seçilen Peygamberimizin hadisini ölçü kabul edip, hayata geçirmek ve yukarıda üç farklı meslek mensubunun yaptığını nefislerimize tatbik etmektir. “Hesaba çekilmeden kendini hesaba çekmek” Geçen bir yıllık süre, önce kişisel, sonra ailevî, sonra yerel ve en önemlisi millet olarak nasıl geçirdik?
İnsan sosyal bir varlıktır. İçinde yaşadığı toplumun bir parçasıdır. Kendisini İslâm’ın evrensel ölçülerine göre sorgulayacak.
Önce İslâm hakkında ne kadar bilgiye sahibiz?
Bilgi kaynağımız sağlam mı? İslâm ve öteki dinlerle, özellikle Hristiyanlıkla ayrılan noktaları nelerdir? Kur’an nasıl bir kitaptır? Hz. Peygamberi yeteri kadar tanıyor muyuz? Nasıl bir insan ve nasıl bir peygamberdir? Sosyal hayatımızda din ne kadar etkili?
Yılbaşı kutlamaları ile ilgili hep yazıldı ve çizildi. Kutlayanlar ve karşı çıkanlar açısından toplu bir değerlendirme yapmakta yarar var. Önce bir konuyu kesin ve ana hatları ile hatırlamak gerekiyor. İslâm başlı başına bir sistem, aynı zamanda değerler manzumesidir. İslâmın dışında insan icadı bazı terim ve deyimlerle Müslüman ölçülemez ve değerlendirilemez. Böyle bir değerlendirme ise asla sonuca götürmez.
Kâr ve zarar bakımından muhasebesi yapılan geçen yılın, yeni yıla girerken yol gösterici yönü olduğu kesin. Kaç yıl yaşarsa yaşasın insan fani, ölümlüdür. Kendisine verilen ömür sermayesinden bir gün hesaba çekilecektir. İnsan hayatı bu hesap üzerine kurulmuştur. Bir an bile insan hesaba çekileceğini aklından çıkarmamalıdır.
Geçmişi muhasebe ederken, ölçü daima Kur’an ve Sünnettir. Çünkü Kur’an-ı Kerim ölçüleri asla şaşmamıştır ve şaşırtmamıştır. Müslümanlar, Kur’an üzere yürüdükleri sürece daima öncü olmuşlardır. Yılbaşı dolayısı ile taklit edilen Hristiyanlığın değil Müslümanlara, kendi mensuplarına bile vereceği bir şey kalmamıştır. Kilise Siyonizm’in bir ticaret örgütü olarak hayat sürmektedir. İnandırıcılığı bulunmamaktadır. Hatta Hristiyanlık ve Yahudiliğin din olarak bile kabul görmemesi gerekir. “Allah yanında tek din İslam’dır” ayeti kerimesi doğrultusunda, İslâm’dan başka din aramak ve çökmüş uyduruk dinlere itibar etmek,” Dinler arası diyalog” saçmalığı bir Müslüman için asla söz konusu olamaz.
Yeryüzü Müslümanlarına düşen görev, dinlerini bir hayat nizamı olarak kabul etmek ve yaşamaktır. Hristiyanlara ait yeni yıl geleneği, çılgınlığı biz Müslümanları asla ilgilendirmemektedir.
Veladet Kandilini Tebrik
Kâinatın yüzü suyu hürmetine yaratılan Ufuk Peygamber, sevgililer sevgilisi Hz. Peygamber (s) in dünyaya teşriflerinin yıl dönümü olan Veladet Kandilinizi tebrik ediyor, başta ülkemiz olmak üzere insanlığa hayır ve bereket getirmesini diliyorum.
GÜNÜN HİKMETİ
“Günde beş kere dua etmeniz için ezan okunuyor, ilk hafta alışık olmadığınızdan bu durum sizi deliye çevirebilir ancak kısa sürede ezan sesi ruhunuzun derinliklerine girmeye başardığında dünyanın en güzel şeyi olduğunu fark ediyorsunuz"
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.