Yazılan kelimelerin yanı sıra söylenilen cümlelerinde doğruluk payının bulunması gerekiyor elbette. İnsanların ve diğer canlıların hakkında yürütülen kampanyalar, o yönlerde ki çalışmalar ve detaylandırılan araştırmaların doğrululuğunun bulunması gerekiyor.
Öte yandan patronların söylediklerinin şeflerden elemanlara ve elemanlardan öğrenim gören stajyerlere kadar düz bir doğrulukta gitmeyeceğini biliyoruz. Çünkü buyrulan emirlerin her zaman kağıt üzerinde resmiyetinin olmaması sözel sorunlara yer açabiliyor. Bu nedenlerle beraber kişilerin asıl yapmaları gereken ve yaptıkları olarak karşılaştırdığımızda ise yine aynı sonuçları elde etmiş olacağız.
Gününüzde görüyoruz ki; devlet kurumlarının kağıt üzeri sözleşmelerle yoluna devam ettiği bir gerçeği var. İnsanların böylesi kurumlarda ilk olarak söylenen sözlerle değil, kağıt üzeri ıslak imzalarla alınan kararlara uyması gerekiyor.
Halk arasında insanların birbirine aktardığı bilgilerin doğruluğu kıyas edildiğinde sosyal medya yalanlarına benzediği görülüyor. Hâl böyle olunca halkın her zaman doğru ve her zaman yanlış olmadığını söyleyebiliriz.
İnsanlar şimdi ki zamanda ne kadar çok internet kullanıyor diye söylesek bile aslında bir o kadar da uzak kalınıyor doğru bilgilere. Söylenilen sözler sanki gerçek bilgiler gibi internetlerde dolanıyor ve bu bilgiye ulaşmak isteyenleri zora sokuyor.
Sırf bu yüzden her sözün doğruluğunun olmadığı gibi, her yazılanında yanlış olmadığı gerçeği var. Bu sebepten dolayıdır ki; insanlar doğru bilgiyi araştırmak yerine sosyal medya ve halk arasında yayıldıkça yayılan asparagas kelimelere odaklanıyorlar.