Yusuf Sağlam

Yusuf Sağlam

Hepimiz Her Şeyi Biliyoruz

Hepimiz Her Şeyi Biliyoruz

Ne güzel bir zamanda yaşıyoruz. Artık öyle bir konuma geldik ki bilmediğimiz her şey hakkında birçok internet sitesi sayesinde kolayca bilgi sahibi olabiliyoruz. Mesela hastaneye mi gideceğiz? Hemen internete gideceğimiz bölüm hakkında birkaç bir şey yazıp, rahatsızlıklarımız hakkında ön bilgiye sahip olabiliyoruz. 
Bilmediğimiz bir yere mi varmak istiyoruz? Konum bilgisi ile hemen internet yanı başımızda ve haritalar, yönlendirmeler sayesinde kolayca hiç bilmediğimiz adresleri elimizle koymuş gibi bulabiliyoruz. 

BU KADARI FAZLA DİYECEĞİZ BELKİ AMA...
Bu kadarı fazla diyeceğiz belki ama hangi hastalığa hangi ilacı kullanmamız gerektiğini bile internete soranlar var bugün. Doğruluğu elbette tartışılır; mutlaka tartışılmalı. Fakat bu tartışmalar bu sosyal gerçeklikleri değiştirmiyor. Aklımıza gelen her örneğin sonu aynı kapıyı tıklatıyor: Hepimiz her şeyi biliyoruz. Çünkü o konuyla ilgili sosyal medyada muhakkak bir paylaşım görmüşüzdür. Televizyonlarda tartışanların konuşmalarına şahit olmuşuzdur.

AYAKLI KÜTÜPHANELERİ HATIRLAYALIM
Tam bu noktada ufak bir soru sormak istiyorum: Herkesin her bilgiye kolayca ulaşabildiği bu bilgi çağında acaba her sorunun cevabına bu kadar doymuşken; mahrum kaldığımız bir şeyler olabilir mi? Mesela her yaptığının altına acziyetini ve yazdığı eseri haddi olmayarak kaleme aldığını uzun uzun not alan eski münevverleri, ayaklı kütüphaneleri hatırlayalım. Her bildiğinin altına uzun uzun kendisi hakkında methiyeler düzen bugünün insanı ile cilt cilt eserler bırakan kitapların müelliflerinin çoğu adını bile yazmıyordu kibir sayılmasın diye. Mesela tarihte ciltler dolusu eserler yazıp başına sadece ‘kitapçık’ yazanlar olmuş, yazdığı eserleri, vefat ettikten sonra dağıtılsın diye vasiyet edenler olmuş.

TARİHE GÖMÜLÜ GİZLİ KAHRAMANLAR VAR
Bugün birçok yazma eser, sahibi tanınmıyor, O kıymetli bilgi küpleri,  gizli kahramanlarını tarihe gömmüşken; bugünün kullandığı cümleden cehalet akan insanının kibri arasında kaybolan neler var acaba? Tevazu olabilir mi? Derin bilgileri sayesinde kendisinin aslında bir hiç olduğunun farkına varabilme feraseti olabilir mi? 

ÜÇ TUŞLA BEŞ BİLGİYE ULAŞMANIN KOLAYLIĞI
Üç tuşla beş bilgiye ulaşmanın verdiği kolaylık mı eskitiyor, örseliyor, hırpalıyor bu değerlerimizi? Kolaya ulaşılan her şey içini boşaltmak zorunda mı, plastikleşmek zorunda mı? 

Önceki ve Sonraki Yazılar
SON YAZILAR