Hatırlayalım, sorgulayalım, tercihimizi ona göre yapalım
Kendimizi sorgulayalım! Unuttuklarımızı tekrar hatırlayalım! Ve dönüp kendimize soralım gerçekten ben bu muyum? Biz bu muyuz diye?
Seçim demokrasinin olmazsa olmaz unsurlarından biridir. Seçim yoksa demokrasi de yoktur. Genel kural budur. Ancak seçimin olup da demokrasinin olmadığı durumlar var mıdır? Elbette ama bu özel istisnai durumlardır.
Seçimlerde siyasiler seçilme kaygısı taşırlar. Yapmamaları gerektiği halde olmadık şeyleri olmuş gibi, var olan şeyleri de abartarak söylerler! Bazen de gerçekte var olan şeyleri yok farz ederler. Böyle bir akıl tutulması yaşanır.
Halk da bunu bilir güler geçer sandığa gider tercihini yapar. Bu seçimde de maalesef siyasiler bizleri şaşırtmadı! Ama halk şaşırttı!
Bu seçimlerde anormal bir şey oldu! Halk olarak, bırakın siyasilere benzemeyi, onları fersah fersah geçtik.
Siyasiler şaşırıp kaldı. “Ya ben az bile söylemişim çalışmama da gerek yok” moduna girdiler!
Şimdi hepimizin bildiği var olan gerçekleri sıralayalım.
Son iki seçimde, iki grup oluştu. Cumhur İttifakı, Millet İttifakı. Cumhur ittifakı, Ak Parti, MHP, BBP. Bu seçimlerde, Büyük Birlik Partisi bazı yerlerde ittifakı destekliyor bazı yerlerde kendi adaylarını.
Millet İttifakı, CHP, İyi Parti, SP den oluşmuşken, Saadet Partisi bu seçimlerde kendi adaylarını destekliyor. İttifakta değil. Kuşku duyulan durum ise HDP nin Millet ittifakını destekleyip desteklemediği. Yani PKK nın siyasi kolu, sözcüsü, yandaşı, yol arkadaşı vs.
Peki PKK kimdir? Tek kelime ile, “Beka sorununun ta kendisidir” . “Beka” bildiğiniz gibi, “Türkiye’nin toprak bütünlüğünün, varlığının, birliğinin, hukukunun ve anayasal düzeninin iç ve dış tehditlere karşı korunmasıdır”. Böyle bir tehdit var mı? PKK ve diğer illegal örgütler bu tehdidin kendisidir.
Geniş fotoğrafa bakalım. İttifakları nereden anlıyoruz? Öncelikle liderlerin açıklamalarından sonrada parti sözcülerinin ifadelerinden, sözlerinden, hareketlerinden.
HDP, parti liderlerinden tutun da, yerel sözcülere varıncaya kadar aday çıkarmadıkları yerlerde Millet İttifakını destekleyeceklerini sürekli açıklıyorlar. Millet İttifakının liderleri kamuoyunun önüne çıkıp, “Biz HDP ile asla ittifak yapmadık, yapmıyoruz. Böyle bir şeyi de kabul etmiyoruz vs.” diyen bir ifadelerini ben duymadım. Şayet duyan varsa lütfen beni uyarsın. (Yer, zaman ve tarih belirterek) Bu sütunlar da yayımlanacaktır. Ama bunun yerine şu yapılıyor.
Ev, kahve, parti içi toplantılarda, “Ne beka davası diye bir şey var, ne de HDP ile ittifak. Yok böyle bir şey! Bu Cumhurbaşkanının bir oyunu! HDP yöneticileri ile anlaştılar onlarda bunu söylüyor! Vs. vs. vs.” Ve maalesef vatandaşımızda bunu aynen böyle algılayıp siyasilerin meydanlarda söyleyemediklerini her yerde söylemeye veya yazıp çizmeye başladılar!
Ve işte asıl tehlike bu! Halkın gerçek olmayan şeylere inandırılması ve halkın bunu gerçekmiş gibi ifade etmeye başlaması. Allah korusun siz beka sorunu yok demeye başlarsanız, Türkiye’nin varlık ve bekasına kasdeten, PKK’yı, PYD’yi, YPG’ yi, DHKP-C’yi, DEAŞ’I ve daha bir çok terör örgütlerini yok farz eder inkar etmiş olursunuz! Bunun da ne demek olduğunu sanıyorum anlatmaya gerek yok. Beka sorunu ilk defa gündeme gelmiş bir olay değildir.
Öncelikle bir hakkı teslim edelim. Millet Partisi Genel Başkanı Sayın Aykut Edibali yıllar evvel davalarını söyle ifade etmişti. Bizim davamız, “ Türk Milletinin varlık ve beka davasıdır”. Ve hala bu sözlerinin arkasındalar. (Millet Partisi hiçbir ittifakın içerisinde değildir)
Milli meseleler asla siyasete alet edilmemeli. Aksi halde bunun altından kimse kalkamaz. Önceleri hep şunu ifade ediyorduk. “Halk siyasilerin fersah fersah önünde” Şimdi siyasiyeler şunu söylüyorlar, “Artık bizim çalışmamıza gerek yok. Bizim adımıza bizden daha ateşli bizi savunanlar var”
Kimliğiniz, makamınız, şahsınız, kim veya ne olursa olsun Türkiye’nin meselelerini ne hafife alma hakkına sahipsiniz, ne yok sayma! Siz, “Muhtar seçiyoruz bunun beka sorunu ile ne alakası” var derseniz, size sorarlar siz nerede yaşıyorsunuz diye? En küçük yerel yerleşim yerlerinden, metropol şehirlere varıncaya kadar toprak bütünlüğümüz, varlığımız, birliğimiz, ülkemiz tehdit altındadır. Siz bunu bu şekilde ifade etme hakkına sahip değilsiniz. O zaman size şunu sorarlar. Mahalleden de küçük mezralara yapılan baskınları, saldırıları, ufak bir yere yapıldı önemli değil deyip geçiştirecek misiniz?
Siyasilere söyleyecek hiçbir sözüm yok! Ama vatandaşımıza, halkımıza söyleyecek birkaç sözüm var!
Kime oy verirseniz verin. Hangi siyasi partiyi tercih ederseniz edin. Saygı duyuyorum. Duyulmalıdır da. Kimsenin ayıplamaya kınamaya hakkı yoktur. Ancak kimse kimseyi aldatmaya kandırmaya kalkmasın. Halk olarak biz dün siyasetin ve siyasetçilerin önündeydik. Yine öyle olmalıyız. Gerçekleri tekrar hatırlayarak kararımızı ona göre verelim.
PKK'nın sözcüsü, her defasında doğu ve güney doğu illerimizden, “Kürdistan” diye bahsederek bölücülük yapan, varlık ve bütünlüğümüze kasteden terör örgütlerine arka çıkan HDP ise, en küçük yerel yöneticilerinden, liderlerine varıncaya kadar yaptıkları açıklamalarda, adayları olan yerlerde adaylarını, olmayan yerlerde Millet İttifakının adaylarını destekleyeceklerini ifade etmişlerdir. (Örneğin, İstanbul, Ankara, İzmir de olduğu gibi)
Hiç kimse kendi yanlışına kılıf arayarak, doğru demeye çalışmasın.
Geçmişte kimin kiminle olmuş olması, yanlış yapılması, bugünün yanlışlarını haklı çıkarmaz, doğru kılmaz.
Edibali’nin ”Davamız, Türk Milletinin Varlık ve Beka davasıdır “ sözü doğrudur. Edibali bunu bir siyasi argüman olarak değil, Türk Milletinin problemlerinin çözümü konusunda hedef göstermiştir.
Evet, ülkemizin, “Beka” sorunu vardır. Bunu kimin söylediği değil, doğru olup olmadığı önemlidir. Ve bu doğrudur.
Şimdi bütün bu gerçekler ışığında kim hangi partiye oy verecek bu kişinin kendi şahsi tercihidir. Sorumluluk ta tamamen kendisine aittir.
Tercihlerimizden dolayı kimse kimseyi kınamasın, kırmasın, incitmesin, üzmesin. “Sel gider kum kalır” diye ne güzel söylenmiş. Seçim biter yine biz bize kalırız. Bir birimizi kırdığımızla kalırız.
SİYASİ TERCİHLERİMİZİN ÜLKEMİZİN, MİLLETİMİZİN, DEVLETİMİZİN ÇIKARLARI DOĞRULTUSUNDA OLMASI, MİLLİ BİRLİK VE BERABERLİĞİMİZİN, DOSTLUKLARIMIZIN ZEDELENMEMESİ SELAM VE DUASIYLA…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.