Haçlı ittifakı büyük Ermeni hayalleri için kendilerine yakışanı yapmaktadır. Bugün soykırımdan bahseden Nazi torunları kendi kirli tarihlerini unutmuş erdemli insanları suçlamakta kalkmaktadır. İnsafsızlığın bu denli yerlerde süründüğü yeni bir tuzakla 1915 yılını anlamsızlaştırmak isteyen beyinler kilisenin koordineleri doğrultusunda hareket ediyor. Peki, biz bu duruma Nasıl karşılık vermeliyiz? Bu durumun ilişkileri etkileyeceği apaçık ortada denilse de, mavi Marmara olaylarından sonra yaşanılanlar akıllara geliyor... O yıllarda sosyal medyada İsrail ürünlerini kullanmama girişiminde bulunanlar gömlek markalarını, sabah yıkandıkları temizlik ürünlerinin kime ait olduğunu pek önemsemediler. Bugün Almanya söz konusu ise bizzat devletin elindeki Alman markası araç filolarından başlamayı adres göstermeye başlamış olmalılar. Hangi devlet ihanete kalkışsa onlardan aldıklarımız gündeme gelmekte. Verdiğimiz pek bir şey yok diyenlerde azımsanmayacak derecede. Bu ruh hali yerine ivediyle her şeyini kendi üreten bir ülke hayalimiz hızlı bir şekilde gerçekleşmeli. Her alanda kendi kendisine yeten bir devlet olmamızın zamanı gelip geçmiştir.

*** Yeni hükümet sonrası hızlı bir şekilde çalışan Binali Yıldırım hükümeti öncelikli madde olan taşeronlara kadro durumunu sonlandırmalı. Kadro durumu oluşurken vekil imam hatipler, Fahri ve vekiller, ebe ve hemşirelerin durumu da netleştirilmeli.

*** Dünya lideri Recep Tayyip Erdoğan için bir araya gelen okumuş cahillerin Twitter çalışmalarını ibretle izliyoruz. Dünyanın karşısında dimdik duran bir lideri itibarsızlaştırma girişiminin hiç bir dünya ülkesinde olmayacak örneğini görüyoruz. Kitap yüklü semer taşıyıcılar diplomaya odaklana dursun, kervan yürümekte, yeniden Büyük Türkiye hedefleri tek tek gerçekleşmektedir.