Gri
Gözlerini kapatıp gökyüzüne bakınca, güneş göz kapaklarına acımasızca dokunur; sanki etraf beyaza boyanmış gibi olur ya; işte öyle bir andayım. Öyle sonsuz bir beyazdayım. Belki de karanlığın illüzyonudur bu. Belki de beyaza sarılırken siyaha karışmışımdır. Belki siyahtır aslında beyaz olan. Belki de ellerimdir griye boyanmış olan. Herkesin ellerinde pembeler var, herkes mavilenmiş, herkese gökkuşağı dolanmış sanki. Herkesin elleri rengarenk. Benim ellerimi kim griye boyadı? Benim ellerime, benim kaderime siyahla beyazı mahkum eden kim?
Önüme binlerce boya kovası koysalar griye mi daldırırdım ellerimi. Ben de yeşile katardım kendimden, ben de bilirdim morlara atlamayı, turuncuları ceplerimde saklamayı…
Fakat gri nasıl bir renktir? Gri, beyazla siyahın sevişmesidir. Gri inatçıdır, bir o kadar da ihtişamlı. Bir kere bulaşsın ellerine asla çıkmaz, bırakmaz seni. Gri, güneşe deyince parlar, aya el sallar.
Gri ne hoş renktir aslında, ne huzurlu renktir. Gri en gerçek renktir. Gerçek bir tek grinin canını acıtmaz, rengini
soldurmaz. Griyi rüyalar öpmüştür. Griye geceler dokunmuştur. Gri gridir işte.
Peki benim ellerimi griye boyayan kim?
Bu gökkuşağının yedi rengi beyaza ana der, beyazdan gelirler. Siyah siyah olalı dışlanmıştır hep.
Bu renkler beyazda parlar, ışıldar, sevilir. Beyaz da kollarında saklar, sever onları. Fakat gün biter, gece olur. Siyah saklandığı yerden çıkar. Morun ışıldaması, mavinin gökyüzüne karışması yok olur gider. İşte bu yüzdendir; bu renkler siyaha düşmandır. Sevmezler siyahı. Sabah olunca renkler sevinir, siyahtan kurtulduk, diye. Böylece siyah, güneşin girmediği, beyazın kollarının yetmediği yerlerde çığlıklar atmaya başlar. Renklerin sevinci kursaklarında kalır. “bir sussa artık, bir gitse artık…” demeye başlarlar. Fakat siyah aslında ağlıyordur. Gözyaşları da siyah olduğundan görememişlerdir. Ya da görmek istememişlerdir…
Böylece insanlar sürekli çığlık atan siyaha kötü, parıldayan beyaza iyi demişlerdir. Bu bir aşk hikayesidir dostlar! Beyaz siyahın siyahlığına, böyle zıtlığına, sessiz ama sağır eden çığlıklarına aşık olmuştur. Öyle aşıktır ki, geceleri peşinden gider; lambalarda, ateşlerde, parıldayan insan gözlerinde öper onu. Ve sonunda siyah da beyaza tutulur, affeder. Birbirlerine karışır gri olurlar.
Gri nasıl bir renktir? Gri, beyazın geceye düşünmeden atlaması kadar cesur, siyahın duyulmayan gürültülü çığlıkları kadar güçlü, beyazın herkesi seven kalbi kadar güzel, siyahın her şeye rağmen yıldızları ölesiye sevmesi kadar eşsiz bir renktir. Gri gridir işte.
Benim ellerimi griye ben boyamadım belki ama… şimdi bana su ve sabun verseler, ölsem de yıkamam ellerimi.
Benim ellerimde siyahın çığlıkları, benim ellerimde beyazın sonsuz aşkı var. Ben siyah beyaz bir masalda kayboldum artık. Benim ellerimde muhteşem bir gri var.
Ellerine griler bulaşmış olanlara…